Eve geldikten sonra aldıklarımı küçük dostum için ayırdığım odaya taşımaya başladım. Orda kullanmadığım gereksiz mobilya vb eşyaları dışarı çıkardım. Aldıklarımı güzelce yerleştirdikten sonra son kez odaya baktım.

İşim bittikten sonra sonunda kendime bir kahve yapıp oturdum.
Bir yandan kahvemi yudumlarken bir yandanda olalanları düşündüm. 1 gün içinde bu kadar şey yaşamış olmam normal mi? Ya da ben mi normalleştirmeye çalışıyorum anlamış değilim.

Önce Rüzgar sonra yıllardır görmediğim babam. Hemde annemin mezarında. Bunca yıldır umrunda olmayan annem ve ben neden bir anda kıymete bindik acaba?

Kesin borcu vardır ve benimle arayı düzeltip o borcu kapattıracak. Çünkü daha önce böyle bir girişimde bulundu. Ama hala akıllanmamış olması acınası bir durum.

Şu düşündüklerime bakın ya insan öz babası hakkında komplo teorisi üretir mi hiç?

Daha fazla onu düşünmemek adına Aryayı aradım. İlk çalışta açmasına epey şaşırdım doğrusu.

"Alo. Napıyorsun Aryacım?"

"İyim Yazgı oturuyoruz annemle. Sen napıyorsun?"

"Ohhh ne güzel selam söyle Sevgi teyzeme.
Bende napim kaç saattir daha yeni oturdum kahve içiyorum."

"Hmm neler yaptın bakalım?"

"Annemin yanına gittim. Görmemem gereken birini gördüm. Rüzgarla asla olmiycağına kanaat getirdik. Yeni ev arkadaşım için eşyalar aldım falan."

"Bir dakika kimi gördün?"

"Babamı."

"Ne? Ne isyormuş?"

"Bilmem tersledim gönderdim. Dinlemedim"

"Analdım canım. Sen nasılsın peki şu an."

"Hissiz, düşünceli, yorgun, bıkmış, ümitsiz."

"Yaa öyle deme. Neyse bak ben şimdi kalkıyım senin yanına geliyim hem biraz konuşur dertleşiriz, hemde bu gün sende kalırım kendini daha iyi hissederinn. Olur mu?"

"Araya ya istersen gel kal ama konuşmayalım. Konuştukça daha kötü oluyor."

"Peki canım. O zaman ben gelmiyim. Ama sen yarın sabah bize kahvaltıya gel."

"Tamam canım gelirim."

"Yazgı bak annem soruyor istediğin birşey varmıymış?"

"Valla özel olarak istediğim birşey yok ama patatesli böreğe hayır demem."

"Tamam canım anlaşıldı. Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz. İyi geceler."

Telefonu kapattıktan sonra kahve bardağımı mutfağa bırakıp odama çıktım. Üzerimi değiştirip yatağıma oturdum.

Kominimin üzerindeki fotoğrafı alıp bakmaya başladım. Annemden bana kalan tek fotoğrafta bu işte. Seni nasıl özledim bir bilsen annem.

Fotoğrafa biraz daha baktıktan sonra tekrar yerine koyup ışığı kapattım. Kısa sürede uykuya teslim olmuştum.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabahın  ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Alarm kurmadanda kalkıyordum artık.

Yataktan çıkıp banyoya gittim elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama dönüp koşu için siyah tayt ve yine siyah olan kısa yarım atteltimi giydim hava biraz serin olabilir diye üzerime birde hırka geçirdim.

BENİM YAZGI'M Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin