75. BÖLÜM: "BAŞ KÖŞE"

En başından başla
                                    

Ferdi, Kerim'e doğru döndü. Kollarındaki düğmeleri açma işi bitince, üstten zaten bir düğmesi açık olan gömleğinin düğmelerini açma işine girişti. Çünkü ev gerçekten sıcaktı, kanında dolaşan alkolde iyice sıcaklamasına sebep olmuştu. Kerim'in yanında da üstsüz durmaktan çekinecek değildi.

"Çok düşüncelisin canım adam." diye mırıldandı.

"Konu sen olunca evet, öyle bir adam oluverdim."

"Bisou'dan bahsetmiyor muyduk? Konu ne zaman ben oldum?"

Kerim Ferdi'ye yanaştı ve düğmeyi açmak için uğraşan ellerini tutarak gözlerinin içine baktı. Ferdi sessiz bir kabullenişle ellerini indireceği sırada Kerim ellerini tutup iki avucunun içini önce koklayıp ardından büyük bir yavaşlıkla öptü.

Dudakları her bir avuçla öyle uzun süre temas halinde kaldı ki Ferdi nefesini tutup temasın kesileceği anı beklese de sonunda ciğerleri iflas edince nefes alma eylemini minik bir teklemeyle devam ettirdi.

"Konu Bisou'ysa konu aynı zamanda sensin demektir." diye konuştuğunda aradan dakikalar geçmişti. "Senin sayende burada. Sırf sen burada ol diye... Ona bir şey olursa sen üzülürsün, ve bu beni mahveder."

Öyle bir öpmüştü ki içi gidiyor gibi, bu an için epeydir bekliyor gibiydi. Bu eller onun için gerçekten bir çok şeyden daha önemliydi. Görebilecekleri tek bir zararı daha bu eller kaldırırdı ama Kerim kaldıramazdı.

"Rakı dilini çözdü galiba senin."

Kerim'in kaşları çatılır gibi oldu. "Sana karşı ne zaman açık sözlü olmadım ki? Böyle konuşmak için alkole veya başka bir şeye ihtiyacım yok."

"O da doğru..." Dudaklarını büzüp sevimli bir şekilde yana kaydırdı düşünür gibi. "Şey... Ödülüm ne?"

"Önce sen." dedi Kerim Ferdi'nin bir düğmesini sakince açarak. "Bana vereceğin şey neydi? Meraktan deliye dönecektim."

"Tahmin etmemiş olamazsın. Son günlerde uğruna yanıp tutuştuğum bir şey..."

"Neymiş o?"

"İlle söyleteceksin ya. Öpecektim seni. Karnımızı doyurmadan önce o açlığımı yatıştırayım diye düşünmüştüm ama sen çoktan yukarıya çıkmıştın." Burnundan bıraktığı nefesi Kerim çenesine çarptı.

"Yardım lazımdır diye erken çıktım. Bilsem kalırdım." Sesi hafiften eğlenir gibi çıkmıştı. Gömleğin son düğmesine gelince onu da usulca açtı gözlerini Ferdi'nin güzel gözlerine dikti.

Parmaklarının üst kısmını yumuşak bir dokunuşla çocuğun göbek deliğiyle pantolonu arasında kalan o hassas bölgeye hafifçe bastırdı ve oradaki belli belirsiz tüyleri, ılık tenini okşayarak yukarıya, karnına kadar çıktı.

Ferdi'nin karnı içeriye doğru kasıldı bu masum olmayan erotik temasla.

"Ödülüm ne?" diye sordu tekrardan. "Öyle güzel gülmen de bir ödül sayılabilir elbette. Ama sen bana bir ödül daha vermek istiyorsan verebilirsin. Ver yani... Ödülüm ne Kerim? Çok merak ettim ya, söyle ne olur..."

"Kafan ne kadar yerinde?" dedi Kerim. "Sana ödülünü vereceğim ama sarhoş olmanı istemiyorum."

Ferdi, Kerim'in elini yakalayıp orada durmasına dayanamıyormuş gibi karnının üstünden çekti ama tutmayı bırakmadı. "Valla yerinde kafam. Sadece... Çakır keyif gibiyim. Anlarsın ya... Gevşemiş hissediyorum ama hala sağlam düşüncelerim falan. Andayım, sendeyim. Uçmuyorum, ayaklarım yere basıyor şu an. İtalya'daki gece kulübündeki gibi olmadım yani, ondan eminim. O zaman bana yaptığın o şeye tepki bile veremeyecek kadar kendimde değildim hatırlarsan. Şimdi gördüğün üzere çenem düşük, bu demek oluyor ki zihnim hala kendinde."

ASİL bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin