41. BÖLÜM: "KULÜP"

Start from the beginning
                                    

"Ferdi ya..." dedi Asil uzanıp Ferdi'nin elini tuttu. "Hayali böyle olabilir, eleştirmiyorum ama onun da senin hayalin hakkında tek kelime etmeye hakkı yok. Nasıl ailenin ne yapacağını, kendisi çok biliyormuş gibi böyle kabaca dile getirebilir?"

"Kendimi geçtim, onlar için öyle demesi attırdı tepemin tasını zaten. Kredi çekerler öderler, bu ne demek ya? Ben babamdan harçlık isterken eğilip bükülüyorum, onlara ben evleneceğim, siz de gırtlağa kadar borca batın mı diyeceğim. Akla mantığa sığıyor mu bu?"

"Büyük bencillik. Üstelik bu senin hayalin de değil, sevdiğin kişinin hayali... Sen onunla evlenmek istiyor muydun?"

"İstiyordum." dedi Ferdi. "Ama üniversiteden mezun olunca, işe girip kendi ayaklarımın üstünde durmayı başarınca. Ben daha on sekiz yaşındayım ya, elbet bir gün evlenmek istiyordum onunla ama bu şekilde değil. Benim kafamda kendim için çizdiğim bir yol var. Onun kafasındaki yolla benim katamdaki aynı sokaklara bile çıkmıyormuş meğer."

"Bu yüzden mi böyle keyfin kaçıktı?" diye sordu Asil anlayışla.

Başını salladı arkadaşı. "Seninle konuşarak kafamı dağıtmaya çalıştım. Siz tatil için ayrıldığınızdan hemen sonra oldu zaten olanlar. Tadını kaçırmak istemediğim için konusunu açmadım ama seni darladım işte neredesiniz, ne yapıyorsunuz diye. Kendimi meşgul etmem lazımdı, düşündükçe moralim bozuluyordu."

"İyi ki geldin buraya Ferdi. Kendi derdin varken bir de kalkıp aileni ikna etmek için uğraştın benim için. Umarım bana bahsetmediğin bir sıkıntı olmamıştır buraya gelirken..."

Çok üzülmüştü Asil arkadaşının bu durumuna. Kendi ilişkisinin içinde öyle kaybolmuştu ki, belki Ferdi telefon görüşmelerinde falan arada moralinin bozuk olduğunu belli ettiyse bile anlayamamıştı onu.

"Yok hiç sıkıntı olmadı. Zaten Devran abi bana gelmek ister misin diye sorunca, çok isterim ama nasıl olacak ki diye düşündüm. O da dert etmememi, her şeyi halledeceğini söyledi. Gerisini Kerim halletti işte bir şekilde."

Gözleri Kerim'in olduğu tarafa kaydı ama adamın bir şeyler anlatırken oynayan eli dışında bir şey göremedi.

"Ayrılmayı... Ceylan mı istedi sen mi istedin?" diye sordu Asil bu sefer.

"Ben istedim ilk defa. Çok şaşırdı, benden beklemiyordu. Ama böyle olması gerekiyormuş gibi hissettim o an. Belki inanmazsın, hiç tereddüt etmedim. Üniversiteyi belki kazanırım belki çuvallarım ama yine de deneyeceğim."

"Belki mi? Kazanacağız kardeşim. Ben sana da, kendime de güveniyorum evelallah!" diye yükseldi Asil birden.

Ferdi yüksek sesli bir kahkaha atınca Devran ve Kerim'in bakışları deminden beri fısır fısır konuşan ikiliye kaydı.

Asil kadehini kaldırıp, "Üniversiteyi kazanmamıza içiyoruz." dedi iki adamın da duyabileceği bir sesle. Ferdi'nin içkisini de eline tutuşturup iki kadehi tokuşturdu gülerek.

Ferdi de güldü ve kadehini kaldırıp diğerlerini bekledi. Ortadaki ellere, viski kadehleri tutan iki adet el de katılınca, "Üniversiteyi kazanmamıza!" diye bağırdı.

İkili, kadehlerini tek seferde bitirirken, Devran Asil'in kulağına eğilip viski kokan nefesiyle, "Ben sana ve seninle ilgili her şeye içiyorum. Üniversiteyi kazanman da dahil." diye fısıldadı.

Sonrası dolu gelip boş giden kadehlerden ibaretti.

Ferdi, içindekileri anlatmış olmanın getirdiği gevşemeyle yüksek alkollü kokteylden bir kaç bardak yuvarlamıştı. Asil'in de ondan eksik kalır yanı yoktu. Hatta arada Devran'ın kadehini de ağzına yanaştırmış ve adamdan kendisine viski içirmesini istemişti.

ASİL bxbWhere stories live. Discover now