40. BÖLÜM: "YAKINLAŞMALAR"

Start from the beginning
                                    

"Sana yakışıyormuş uzun saç, ben de sevdim. Ama bugün benim doğum günüm ve kendini 'beni baştan yarat brom' diyerek önüme atan sendin. O yüzden yaptığım hiçbir şeye itiraz etmeyeceksin."

"Tamam bak, susup oturuyorum ama hadi da! Daha giyinmedik bile, birazdan kapıyı kırıp içeri girebilecek potansiyele sahip birilerini tanıyor gibiyim. Ve o kişi bu odaya girdiğinde, senin parmakların benim saçlarımın arasında ahenkle dolanmaya devam ediyor olursa, mezar taşıma şunlar yazılsın isterim, öncelikle-"

"Bitti!" dedi Asil, biraz geriye çekilip şaheserine bakarken gözleri ışıldıyordu. "Muhteşem oldun."

"Eyvallah canım benim. Çekil de aynaya bakayım."

"Olmaz." diyerek oturduğu yerden kalkmak için hamle yapan çocuğu yerine oturttu Asil. "Tamamen hazır olunca bakmanı istiyorum."

"Ya iki saattir uğraşıyorsun, merak ettim neye benzediğimi."

"Göreceksin zaten az daha sabret. Ne giymeye karar verdin? Onu halledelim önce."

"Ya kafama o kadar çok şey sıktın ki, ağırlaştı resmen, sal da bakayım bir kere."

"Hayır dedim."

"Sen saçını başını yapmayacak mısın?" diye sordu Ferdi sonunda pes ederek. Asil'in inadıyla başedecek enerjisi yoktu açıkçası.

Asil, "Zaten yapılı saçlarım, görmüyor musun?" diyerek Ferdi'ye ters ters baktı. Duştan sonra saçlarına şekil vermişti zaten, gerçi Ferdi gibi bu işlerden hiç anlamayan biri için verdiği tepki gayet normaldi.

"Tamam ya... Her zamanki gibi güzel olmuşsun ondan anlayamadım."

"Vay be, güzel kıvırdın kardeşim aferin."

"Biliyorsun kıvrak biriyimdir. Yılan olabilirim istersen?"

Asil, kahkaha attı. Başını iki yana salladı, "Yok almayayım. Sen ne giyeceksin söyler misin artık?"

Ferdi çenesiyle kapağı açık dolabı gösterdi. Orada spor bir takım elbise ceketi ve gömlek asılıydı. Ferdi odaya geçer geçmez onları dolaba asmıştı kırışmalarını istemediği için.

Asil dolaba ilerleyip ceketi ve gömleği alıp düşünceli bir suratla süzdü. "Ceket olur." dedi. "Gömleksiz giyebilir misin?"

"Tövbe estağrullah." Ferdi anlamaya çalışarak kendisine ceketi uzatan arkadaşına baktı. "Tshirtle mi giyeyim?"

"Hayır hayır. İçine hiçbir şey giymeyeceksin. Denesene bir. Aklıma bir şey geldi."

Kenara bıraktığı takı kutusuna ilerleyen Asil'e uzaylı görmüş gibi baktıktan sonra üstündeki düz beyaz tshirtü çıkardı Ferdi. Bir yandan da biri girer mi acaba diye kapıyı kolaçan ediyordu. Ayağa kalkıp ceketi üstüne geçirdi ve üstünde oldukça güzel duran ceketin düğmelerini ilikledi.

"Valla süper oldun Ferdi ya." Asil elindeki kolyeyle Ferdi'nin yanına yanaştı ve çocuğun kendisinden azıcık uzun boyundan dolayı biraz zorlanarak kolyeyi çocuğun boynuna taktı. Ucunda büyük bir güneş figürü olan, altın rengi zincirden bir kolyeydi ve sanki Ferdi'nin kombininin kayıp parçası gibi cuk diye oturmuştu.

"Bakabilir miyim artık? Tasma gibi taktın bunu da boynuma..."

"Pantolonunu da giy. Ben de banyoda hazırlanayım hemen, çıkarız."

Tam o sırada kapı çalınca Ferdi irkildi.

"Yavrum, Kerim'le ben hazırız. Sizi bekliyoruz, hala hazır değil misiniz?" diye sabırsızca konuşan Devran'ın sesini duyduklarında Asil gülümsedi.

ASİL bxbWhere stories live. Discover now