32. BÖLÜM: "HAVAİ FİŞEKLER"

Start from the beginning
                                    

Devran, sevgilisinin güzel yüzüne baktı. "Benim için tek anlamı sensin parmağıma taktığın bu yüzüğün." dedi alev alev yanan gözleriyle. Bir çok şeyi aynı anda hissediyordu. Çocuğa duyduğu aşk dalga dalga büyüyor, üzerine doğru devriliyordu. "Teşekkür ederim benimle olduğun için."

Asil utanarak gülümsedi. "Bu kadar mutlu olacağını bilsem önceden verirdim, gerçekten. İyi ki akşamı beklememişim..."

"Ben seni çok seviyorum, Asil." dedi Devran. Hayatının en duygusal anını yaşıyor olabilirdi.

"Ben de seni çok seviyorum, sevgilim." dedi Asil, gülümseyerek Devran'ın elini tuttu ve yüzüğü öptü.

"Seni karşıma çıkardığı için Allah'a her gün şükrediyorum ben. Gerçekten annemin duasının karşılığı mısın, yoksa bilmeden işlediğim bir sevaba ödül müsün, hiç bilmiyorum ama şükürler olsun ki yanımdasın. Ben bunca zamandır yaşamıyormuşum sanki. Aldığım nefesi sen yanımdayken hissetmeye başladım. Öncesinde sadece varmışım, ama artık yaşıyorum, aldığım nefesi biliyorum. O nefesi senin yanında almak istiyorum. Sen hep benim yanımda olsana."

Asil, Devran'a biraz sırnaşıp çenesini adamın omzuna dayadı ve yüzünün dibine girerek konuştu. "Zaten hep yanındayım ya aşkım... Hatta dibindeyim bak, istediğin gibi."

Devran çocuğu sarmalayıp kendisine çekti iyice. "Hiç gitme istiyorum."

"Bir yere gitmiyorum ki..." Şaşkın şaşkın bakıyordu Asil adama.

"O eve bir daha gitme." dedi Devran sonunda ağzındaki baklayı çıkararak. "Birlikte ne kadar uyumlu olduğumuza bak. Benimle yaşa."

Asil hayretle gülümsedi, kaşları havalanmıştı. "Sen ciddisin?" dedi sorar gibi.

"Parmağıma yüzüğü takan sensin, kim daha ciddi tartışılır...Ama evet güzelim, ben çok ciddiyim. Biliyorum o evde anıların var, biliyorum o ev senin için annen demek, çocukluğun demek... Ama ben baban ile ilgili durumlar böyle karışıkken seni o eve asla göndermem. İstersen kız ama gerekirse seni yanımda zorla tutarım. Çünkü o adam gözü döner de sana bir şey yapacak olursa ben dayanamam Asil. Sonu olurum onun."

"Devran..."

"Dur yavrum, daha bitirmedim." dedi çocuğun mavi gözlerine içi giderek bakarken. "Sadece babandan ötürü de değil. Ben, sen hep benim yanımda yaşa istiyorum. O konuyu çözeceğim er ya da geç, bunun kaçarı yok. Ama sonrasında sen ayrı evde, ben ayrı evde... Öyle olamayız biz. Beraber yaşayalım, ayrı kalmamız için hiçbir sebep yok."

Asil, adamın dediklerini büyük bir dikkatle dinliyordu. Büyük bir karar almak üzere olduklarının farkındaydı. Devran kendisini açıklarken, Asil de kendisine düşünmek için fırsat verdi o sırada.

"Annenin hatıralarının başımın üstünde yeri var. İstersen annene ve sana ait tek bir kırıntı bırakma o evde, kendinle birlikte getir. Ben hepsini koyacak bir köşe bulurum. Yeter ki, kabul et teklifimi."

Asil'in kabul edemeyeceği bir teklif değildi ki bu.

Aksine, zaten o evden kaçıp gitmeyi isteyen oydu sırf babası ve babasının ona hissettirdikleri yüzünden... Şimdi babasıyla ilgili her şey tam bir muammayken, o eve gidip rahat edemeyeceğinin o da farkındaydı. Güvende hissetmediği bir yerde yaşayamazdı, uyku uyuyamaz, boğazına dizilen o lokmaları kursağından geçiremezdi.

Ama tek sebebi bu değildi. Sırf bir şeylerden kaçtığı için sığınmak amacıyla kabul etmeyecekti bu teklifi kabul ederse.

Onun da Devran'dan farkı yoktu ki...

ASİL bxbWhere stories live. Discover now