Yıl 1372 Sia 21 yaşındaHayatının son 4 yılını eskisinden daha rahat olsa da kaçarak geçirmişti Sia. Kocasının ailesi tarafından kendisine de bir cenaze yapılmıştı. Bedenlerin bulunamamsı herkesi korkutmuş olsa da ikisinin de öldüğünü kabullenmişlerdi. Sonuçta ellerinde bir kanıt yoktu.
Bu geçen 4 yılda Sia daha iyi bir duruma gelmişti. Kendisini idare edebiliyordu. Zehirlerde ustalaşmıştı. Neler yapabileceğini kimse tahmin edemiyordu. Zehirlerdeki ustalığını bir iş haline getirmişti. Resmen bir katil olmuştu artık. İnsanlara inanılmaz derecede etkili zehirler satıyordu.
Bir gece Sia yine bir zehir teslim etmek için dışarıdaydı. Gecenin karanlığı gizlenmesine yardımcı oluyordu. Ara sokakta buluştuğu orta yaşlı adamla el sıkışırken adamın nefesi kesilmeye başlamıştı. Sia korkuyla elini çekmişti. Ama adamın yere düşmesi ile koku bedenini kaplamaya başlamıştı. Neler oluyordu?
Korku dolu gri gözlerinin yerdeki adamın üstünde gezdirdiği zaman ona yardım etmek istemişti. Yanına çöküp elini üstüne yerleştirdiğinde bedenine doğru akan bir enerji hissetti. Bu enerji ona neden bu kadar iyi hissettirmişti?
Elin çekip ayakladığında yerdeki adamın öldüğünü fark etti. Artık yapacak bir şey yoktu. Kaçıp ormana dönmesi gerekiyordu. Saklandığı evde güvende olabilirdi ancak.
Evine geldiğinde gecenin karanlığı azalmıştı. Açık perdelerden içeri sızan ışıkla birlikte üstündeki siyah kıyafetlerini çıkarttı. Kenarda duran aynaya gözleri değimişti. Bir değişiklik vardı. Neden 16 yaşındaki gibi görünüyordu? Sanki yüzünde hala o masumiyet vardı. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Nasıl gençleşmişti?
Başı ağrımaya başlamıştı. Bununla uğraşmak istemedi. Sadece sakin bir şekilde uyumak istedi. Birkaç saat uyursa her şey daha iyi olurdu. En azından böyle olacağını umuyordu.
Beklediği gibi olmamıştı. Sia uyandığında yeniden aynanın karşısına geçti. Hala 16 yaşında gibi görünüyordu. Bu işe bir açıklık gertirmesi gerektiğni fark etti. Gece karanlığında yeniden çıkmıştı. Ormanda dolaşan adamlardan birini bulmayı hedefliyordu. Dün olan şeyi yeniden olacak mı merak ediyordu. Yine de sakin kaldı. İçindeki korkuya rağmen sakin kalmak zorundaydı.
Ormanda dolaşan birini bulmuştu. Sessizce ona yaklaştı. Şansına yanına yaklaştığı adam onu fark etmiyordu. Ensesinden adamı yakalamıştı. Odaklanmaya çalıştı. Elinin altındeki tenden kendisine akan enerjiyi hissedebiliyordu. İçinde yeniden doğmuş gibi hissediyordu. Elinin altındaki ten ise zayıflıyordu.
Ormandaki cesedi saklamaya gerek duymadan evine gitmişti. Kendisi neden daha iyi hissederken diğerlerinin öldüğünü anlamamıştı. Eve gitdiğinde üstündekileri çıkartmaya başlamıştı. Sırtındaki izlere eli değmediğinde bir tuhaflık olduğunu hissetmişti. Ayna karşısında geçip bakışlarını sırtına yöneltmişti. Sırtında kalıcı olan izler artık yoktu. Babasından, kocasından kalan bu izler silinmişti.
İçinde korkuyla karışık bir sevinç vardı Sia'nın eski hayatından kalan son anıları da yok olmuştu artık.
Yıl 1374 Sia 23 yaşında
Kulağına gelen bir haber ile babasının evine gitmişti. Babasının ölmek üzere olduğunu duymuştu. Bu pek umrunda değildi. Ama Alesandro Sagona ölecekse onu öldürecek kişi kendisi olmalıydı. İntikamını almalıydı.
Askerleri atlatmak zor olmamıştı. Sonuçta tüm çocukluğu burda geçmişti. Evin içinde dolaşırken babasının odasına girmişti. Üvey annesi başka bir odada kalıyordu. Demek ki hastalığın bulaşıcı olduğunu düşünüyorlardı.
Alesandro: Kim geldi?
Sia: Hayatını mahvettiğin birisi.
Adımlarını sessiz tutarak içeri girmişti. Elinde hançeri vardı. Babasını öldürecekti. Onu güçleri ile öldürebilirdi. Ama bunu istemiyordu. Ona yeniden dokunmak istemiyordu.Yatağın yanına yaklaştığında bembeyaz olmuş babasını görmüştü. Başındaki kapşonu çıkartıp babasının kendisini görmesini sağladı. Kendisini ve gri gözlerindeki kini görmesini istiyordu.
Alesandro: S-sen, ölmemiş miydin?
Sia: Hayat yüzüme güldü diyebiliriz. Tuhaf değil mi? Seninleyken hiç gülmüyordu.
Alesandro: Neden geldin?
Sia: Biri seni öldürecekse bu yaşlılık ve hastalık olmaz. Ben olmalıyım.
Elindeki hançeri tek seferde kalbine saplamıştı. Hançeri çıkartmaya gerek duymadan odadan çıkmıştı. Hesaplaşmasını halletmişti.Evin içinde gezinmeye başladı. İntikamını almaya kadar vermişti. Bu evde öldüreceği tek kişi babası olmayacaktı. Evin içinde ilk önce büyük abisinin odasına gitmişti. Sonrasinde eveki 18 yaşını geçmiş evdeki tüm erkerkleri öldürdü. Bunu neden yaptığını bilmiyordu. Sadece onları ahyatından tamamen çıkarmak istemişti.
Belki de bu şekilde rahatlamış hisediyordu. Hayatındaki herkesi sonunda atmıştı hayatından. Ona acı çektiren herkesi çıkarmıştı. İntikamını herkesen almıştı. İlk cinayetini 6 sene önce işlemişti. Cinayetlerine de hala devam ediyordu. Durmaay da niyeti yoktu. Sonuçta hayat ona her zaman arar vermiş, canını yakmıştı. Artık can yakma sırası Sia'ya gelmişti.
YOU ARE READING
We'll Meet Again
FanfictionClint ve Natasha'nın yardıma ihtiyaçları vardı. Eski bir dostu ziyerat etmeye karar vermişlerdi. İyi bir şey için gitseler de bu ziyaret başlarına büyük bir bela da olabilirdi. ___ eriklehnsherr #1 28 Haziran 2021 charlesxavier #1 2 Ağustos 2021 m...