We'll Meet Again

Bölüm 3

Jetten indikten sonra bir süre yola arabayla devam etmişlerdi. Ama köprünün ortasına doğru arabadan inmişlerdi. Her ihtimale karşı herkes hazırda bekliyordu. Giriş kısmın görüş açısına girdiklerinde Natasha role girmişti bile ve Steve'in koluna girmişti. Tony bu görüntüden memnun olmasa da bunun kısa süreli olacağını umarak kendisini sakin tutmaya çalışıyordu. Birkaç adım sonrasında ellerinde makineli tüfekler olan 7 kişi etraflarını sarmıştı. Sakin kalmaya çalışsalar da bu durum hepsinin canını sıkıyordu.
X: Black Widow ne istiyorsun!? Buraya gelmenin senin gibi bir Avenger üyesi için ölüm olacağını bilmiyor musun!?
Natasha karşısındaki adama donuk bakışlarınan birini göndermişti. Namı buraya elbette gelmişti. O dünyanın en iyi Black Widow'uydu.
Natasha: Buraya geldim çünkü burda olmak istiyorum. Sen de içeri girmeme izin vereceksin.
X2: Kafayı yemişsin sen!
Natasha: Buraya Red Guardian, Monarch, Captain Avalon, Smiling Tiger ve Winter Soilder ile birlikte geldim. Diğerlerine ihanet etmiş olsam bile kocama ihanet edecek değilim.
Adamların bakışları Red Guardian kıyafetilerinin içindeki Steve'e dönmüştü. Steve ise bir şeyleri batırmamak için konuşmadan onu başıyla onayladı. Adamlar ikna olmuş görünmüyordu ama onlar göndermek için de geçerli bir sebepleri yoktu. Hellfire Club'un iki üysini içeri almadıkları için başları büyük belaya girebilirdi de.

Onlar beklerken hepsinden daha yetkili gibi görünen biri gelmişti. Admlara başıyla her şeyin iyi olduğunu anlattığında etraflarını saran adamlar birkaç adım geriye çekilmiti ve silahlarını tek ellerine almışlardı. Sonra da yollarından çekildiler. Natasha güümsese de yeni gelen adamın söylediği şeylegülümsemesi solmuştu.
X3: Black Widow, Lady Death sizi bekliyor, High Town'da. Hellfire Club'da olan arkadaşlarınız için de endişelenmeyin. Liderleri olan Magneto ve White Queen ile buluşmak onları mutlu edecektir.
Natasha küçük bir küfür savursa da adamı takip etmeye başlamıştı. Lady Death her zamanki gibi onlardan bir adım öndeyi ve geldiklerini biliyordu. Kim olduklarını da biliyordu.

High Town'un ortasında bulunan, belki de eski Avengers kulesinden çok daha uzun bir kuleye gelmişlerdi. Asansöre bindiklerinde en üst kata çıkmışlardı. Ama asansörden indiklerinde onları başka bir asansöre bindirmişlerdi. Burdan sonrasında onlara başka biri eşlik etmişti ve asansörü parmak izi ile çalıştırmıştı. Asansörün kapısı devasa bir salona açıldığında bacak bacak üstüne atmış tamamen siyah giyinmiş bir kadın vardı karşılarında. Onlara yüzünde sinsi bir gülümsemeyle bakıyordu. Natasha ona bir adım yaklaşmadan önce elini silahına atmıştı. Hazılıklı oluyordu. Kadın bunu görünce ayaklandı.

Natasha: Lady Death.
Kadın ona göz devirmişti. Ayağa kalkıp ona yaklaştı.
Lady Death: Hadi ama Alianovna. Sanki beni sadece lakabımla tanıyormuş gibi davranma. Adımı biliyorsun.
Natasha: Oyunların vaktim yok.
Lady Death: Öyle mi? Bende buraya kadar boşandığın kocanı getirme sebebini çay içmek olduğunu sanıyordum. Tabii Red Guardian kostümü altındaki Captain America, Monarch kılığındaki IronMan ile evli olmasa bana kanıtlamanız için sizden isteyebileceğim şeylerin sayısını bilemezdiniz değil mi?
Natasha ona bakmaya devam ederken Steve, Tony ve Clint yüzlerindekileri çıkartmışlardı.
Lady Death: Selam Francis.
Clint: Merhaba, Lady Death.
Kadın ikisine de göz devirdikten sonra koltuk takımına geri döndü. Sonrasında onara da oturasını işaret etti. Herkes yerini aldıktan sonra odaya elinde bira şişesi ve bir viki bardağı olan başka bir içeriye girdi. Lady Death'ın yanına oturduktan sonra ona viski dolu bardağı verdi.

Logan: Hellfire Club'den birileri geldi demişlerdi Sia?
Sia: Bilirsin Logan, Alianovna bana süpriz yapmayı sever.
Natasha: Oyunların için vakimiz yok.
Sia: Alianovna ben sadece arkadaşlarımın ya da işime arayan insanların sorunlarınıdinlerim. Hangisi olmak istediğini sen seçebililirsin biliyorsun.
Kızıl kadın kendi kendine Rusça konuştuktan sonra mecburen bu durumu kabuletti.
Natasha: Tamam Athanasia.
Karşısındaki kadın yüzüne sinsi gülümsemelerinden birini yerlşetmişti.
Sia: Beni tanıtmayacak mısın?
Kızıl kadın ona göz devirdikten sonra istediğini yapmak için konuşmayabaşlamıştı.
Natasha: Athanasia Eleftheria Sagona kısaca Sia. İstediğimizi yapacak mısın?
Hızlı bir şelikde tanıttıktan sonra kendi işine gelecek soruyu sormuştu.
Sia: İstediğinizi tahmin edebiliyorum. Ama detaylara ihtiyacım var.
Natasha açıklama işini Steve'e bıraktı.
Steve: Bucky'nin zihninden o kelimeleri atabilir misiniz?
Sia gözlerini kısarak sol çaprzında oturan Bucky'ye baktı. Bucky'de onabakıyordu ama bir süre sonra bu bakışmadan rahatsız olmuştu ki başını başka biryöne çevirme ihtiyacı duydu.
Sia: James Buchanan Baners. Seni yeniden görmek güzel oldu.
Bucky: Yeniden mi?
Sia: Evet yeniden. Tabii beni hatırlamıyorsun. Ama hatırlamak isteyeceğinbiriyim.
Bucky'nin aklı karışmıştı. Ama zamanları azaldığı için bu konuyu sonra deşmeye karar verdi. Ortamda bir sessizlik oluşmuşken Natasha sabrı tükenmiş birşekilde bu sessizliği bozdu.
Natasha: Yapacak mısın?
Sia: Bunun size neye mal olacağını biliyor musunuz?
Herkes merakla onun devem etmesini bekliyordu.
Sia: İsmimi temizleyeceksiniz. Sadece benim değil birkaç arkdaşımı da isminitemizleyeceksiniz.
Clint: Kimlerin?
Sia: Magneto, White Queen, Polaris ve Eclipse.
Natasha: Sen kafayı yemişsin! Saydığın herkes terörist!
Sia: Sizin türünüz bizi öldürüyordu Alianovna! Ayrıca bitirmedim, Rumalow'u istiyorum. Ölüsü ya da dirisi fark etmez.
Tony: Bunu nefen kabul edelim?
Sia: Bana vereceğiniz cevaba göre Hydra'dan birkaç arkadaşı arayacağım. Onlardan ya James'in zihnini serbest bırakacak makineyi ya da onun zihnini programlayan kelimleri satın alacağım. İnan bana ikisini de satın alabilirim.
Herkes ona dehşete düşmüş bir şekilde bakıyordu. Bu düpe düz tehtditti. Hem de ağır bir tehtiditi. Bu kadını hafife alamazlardı.
Natasha: Bunu yapmazsın, yapamazsın!
Sia: Hadi ama Alianovna sırf bu odada bulunan yedi kişiden üçüyle yattım diyesize ayrıcalık mı yapacaktım?
Logan: Üçüyle mi dedin sen?
Sia: Evet Logan.
Logan: benle yattığını biliyorum, diğer ikisi kim?
Sia onlara göz devirse de Natasha sertçe yutkunmuştu. Bu durum bir çoğunun gözünden kaçmıştı ama yakın arkadaşını çok iyi tanıyan Clint bunu kaçırmamıştı.A ynı zamanda gözlerinin yere eğmesini de fark etmişti.
Clint: İnanmıyorum Nat, siz-
Natasha: Yıllar öncesinden bile eski bir olay bu. Bir defalık bir şeydi.
Tony bile şaşkınlıkla ona bakıyordu.
Sia: Sen öyle diyorsan öyledir Alianovna.
Kızıl kadın ilgiyi kendi üstünden itmek için hızlı bir şekilde düşündü. Aradığını da bulmuştu.
Natasha: Bekle, üçüncü kişi kim?
Herkes birbirine bakarken Sam'in gözleri Tony'ye dönmüştü. Hadi ama o bir playboydu.
Sam: Tony?
Steve alev çıkaran gözlerle kocasına bakarken Tony kendisini açıklamayaçalıştı.
Tony: Ben değilim, böyle bir hatunla yatmış olsam hatırlardım.
Onun açıklaması Steve'i kıskançlığa iterken Sia onlara göz devirdi.
Sia: Daha önce bir Stark'la yattım. Ama bu Stark Captain America ile evli olan değildi.
Sarışın kafının konulması üstüne Tony rahatlamıştı. Ama bir saniye sonra dehşet dolu surat ifadesini yeniden Sia'ya çevirdi.
Tony: Bir saniye hangi Stark bu?... Babamla mı yattın!?
Dehşetle konuşmasının ardından Sia ona omuz silmişti. Bu detay pek umrunda değildi sarışın kadının. Ama Tony'nin merakını gidermek için onu başıyla onaylamıştı. Hemen ardından diğerlerinin merakını gidermek için konuştu.
Sia: James ile yattık, birkaç kere.
Bucky şaşkınlıkla ona bakıyordu. Ne diyordu bu kadın?
Clint: Birkaç kere mi?
Sia: Ne diye bilirim ki, benim gibi bir kadını unutması bile hayatının hatası. Ben kendimle yatsaydım bunu unutmazdım.
Tony kadar egolu olması tuhaf bir durum olmuştu ama Tony ile yaşadıkları için Avengers egoya karşı bağışıklı bir hale gelmişti.
Bucky'nin kızlarması biraz geçtikten sonra ortamın sessizliği geri gelmişti. Sia onlara düşünmelei için biraz zaman tanımak istemişti. Bunu fark ettikerinde bir araya gelmişlerdi ve bu konuyu sessizce tartışmaya başlamışlardı. Birçok zıt fikrin oldupu bu tartışma kahve sahpasına serçe bırakılan bardak ile sonbulmuştu.
Sia: Evet, cevabınız nedir?