there's an ache in you, put there by the ache in me

2.8K 426 56
                                    

16'

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

16'

Kim olduğunu bilememek, karmaşa içinde yaşamasına sebep oluyordu.

Karlarla kaplanmış ormanın içinde aniden beliren ev ve Şaman, nasıl hissetmesi gerektiği konusunda bir yol gösterici olmaktan oldukça uzaktı. Küçük bir şöminenin ısıttığı odada divana oturmuş, Şaman'ın verdiği sıcak çay dolu fincanı parmaklarının arasında tutuyordu. Kasabadan kimseye yakalanmadan nasıl gideceğini zihninin içinde kurmaya çabalarken ne yaparsa yapsın, bir çıkar yol bulamıyordu.

Saat gece yarılarına varmış olmalıydı, eşi ve onun en yakın arkadaşı olan Melez çocuk hakkında da endişelenmeden edemiyordu. "Çay soğuyacak, iç." Dakikalardır parmaklarında arasında olan fincan soğuma belirtisi göstermeden dumanlar saçmaya devam ediyordu. Bir şey demeden fincanı dudaklarına götürdü, küçük bir yudum alarak arkasına yaslandı. Sıcak çay ilk yudumunda içini ısıtırken Şaman, şömineye biraz daha odun attıktan sonra yerdeki minderin üzerine bıraktı kendini. "Ona kızgınsın." Şaman'ın sesi belirsizdi, duyguları asla kendini göstermiyordu. "Hayatıma giriyor, sırrım ortaya çıkıyor ve ben kaçmak zorunda kalıyorum. Ona kızgınım, çok fazla. Ben senelerce Kurtların arasında yaşamaya bıraktığı için ve şimdi gelip hayatımı mahvettiği için." Jeongguk elinde olmadan hızlı bir şekilde konuşurken sesi titriyordu, sıcak kaslarını ne kadar sıktığını ona hatırlatmak ister gibi canını yakıyordu.

Şaman söyledikleri konusunda sessiz kalıyor olsa da gözlerini onun gözlerine dikmiş hâlde bakmayı sürdürüyordu. Jeongguk buradan çıkıp gitmek istiyor, Taehyung'u bulup ortadan kaybolmanın hayallerini kuruyordu ama içinde bu kez eşinin onun yanında olmayacağına dair bir his vardı. "Sana olan bağlılığı gerçek." Şaman gözlerini bir saniye olsun kırpmadan konuştuğunda omuz silkti, buna inanmayı isterdi. Taehyung, tüm gerçekleri biliyor olduğu hâlde kendisine karşı her zaman tatlı davranmış, sırrını kendi sırrı gibi saklamış ve onunla gelmek konusunda tereddütte bile bulunmamıştı. Şimdi neden onun hakkında böyle düşünmeyi durduramıyordu Jeongguk? Değişen neydi?

Kendisi.

Jeongguk kendi hakkında ne kadar bilgi edinirse edinsin yeterli gelmiyordu, kendi benliğine ve ailesine karşı duyduğu tiksindirici hisler ile boğuluyordu. Belki de ondan uzaklaşan Taehyung değildi, o Taehyung'tan uzak duruyordu. Jeongguk düşüncelerin içinde boğulmaya devam ederken fincandaki soğumamaya inat etmiş çaydan arada yudumluyor, gözleri doluyor, kendini toparlamaya çabalıyordu. "Ah, içinde Jaguar artık seni ezip geçmek istiyor. Sen ne kadar abine seni yalnız bıraktığı için kızgınsan, içindeki de yalnız bırakıldığı ve gizlendiği için kızgın." Jeongguk hayatta kalmak istiyorsa bunu yapmaya mecburdu, kim olduğunu görmezden gelmek ve başka biri gibi yaşamak zorundaydı. İçinde kendine eşlik eden ruhani o varlık bunu anlamak için çabalamıyorsa, kendini de anlatamazdı zaten.

blue cheese' taekookWhere stories live. Discover now