you're pointing at stars in the sky that already died

4K 537 50
                                    

11: Gökyüzündeki çoktan sönüp gitmiş yıldızları gösteriyorsun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

11: Gökyüzündeki çoktan sönüp gitmiş yıldızları gösteriyorsun.

conan gray, astronomy

'

Yatakta kıpırdanan Taehyung'a ilerlerken Park Jimin'in söyledikleri zihninin içinde dönüp duruyordu, katliam Jeongguk daha bebekken meydana gelmişti ve Jimin'in ondan çok da büyük olduğunu sanmıyordu, insanlardan duydukları bu melezin barış getireceği yönünde olsa da şimdi baktığında kendi ırkı neredeyse yok olmuştu. Battaniyenin altında gizlenmiş Taehyung'u ortaya çıkardığında gülümsedi, saçlarını geriye atarak onun uykusuna devam etmesini izledi bir süre. Eşi güzeldi, ona baktığı her anda kalbi deli gibi hızlanmaktan kendini alıkoyamıyordu.

Taehyung'un yeniden derin uykuya daldığını anladığında yataktan uzaklaştı, biraz önce kalktığı sandalyesine geri döndü ve detayları anlatması için Jimin'in konuşmasını beklemeye başladı. "Annem bir Panter'miş, babam ise bir Beta Kurt. Onlara dair pek bilgim yok, beni büyük babam büyüttü." Dili dudaklarının arasında gezinirken ellerini masanın üzerine koydu Jimin, önündeki çayını bitirmiş, Taheyung için getirdiği diğer fincanı önüne çekmişti. "Sen Alfa'sın?" diye sordu Jeongguk, onu tanımak ve anlamak istiyordu, bir gün kendi bebekleri olma şansı olursa Taehyung ile...  Başını iki yana sallayarak düşüncelerini uzaklaştırdı, hayatları yeterince karmaşaya sahipmiş gibi bunun hakkında düşünmesi bile olağan değildi.

"Kendi türüm hakkında pek bilgim yok, dönüştüğümde bir kurt bedeninde oluyorum ve kurdum Alfa özellikleri gösteriyor. Büyükbabam bunların hepsinin kurtlarla birlikte büyüdüğüm için olduğunu söylüyor fakat zaten melezler için iki seçenek varmış, ya Alfa bir kurt ya da soylu bir Jaguar. Eh, iki türün de en iyisi olmayı hak ederdik, değil mi?"

Jimin'in sorusu gülümsemesine sebep olurken arkasına yaslandı Jeongguk, "Annen?" diye sordu, Jimin'in gözlerinden geçen dalgalı bir hüzün bu soruyu sormaması gerektiği konusunda kendisini uyarsa da, geç kalmıştı. "Katliam sırasında öldürülmüş, babam da onu korumak isterken Panterler tarafından. Beni de öldürmek istemişler ama izin verilmemiş, Panter kanıma dair tüm kayıtlar silinmiş ve benim Kurt genlerimin baskın gelmesi de işlerine gelmiş." Jimin parmaklarını masaya vurarak ritim tutarken konuşuyordu ve bu Jeongguk'un onun kelimelerine odaklanmasını engelliyordu. "Kurtların kokusu bazen midemi bulandırıyor, vücudum da beni geren değişimler var. Biz kurtlar da vahşiyizdir ama Jeongguk bilirsin, Panterlerin vahşiliği ve yırtıcılığı daha fazladır, deşmek isteriz." Onun ikisi hakkında tek bir tür olarak bahsetmesi Jeongguk'a tuhaf geliyordu, kokusuna odaklandığında Kurt genlerinin arkasına saklanmış o alışık olmadığı ama onu rahatsız etmeyen kokuyu da duyuyordu.

Jimin'e eğer onlarla birlikte seyahat edecek ise Taehyung'a kendi hakkında tüm her şeyi anlatması gerektiğini söyledi, onun şimdi neden onlarla seyahat etmek için bu kadar istekli olduğunu da anlayabiliyordu. Uzun süre uzak kaldığı diğer yarısını anlamak istiyordu, Kurtların arasında yaşarken onu tanımaya ve anlamaya fırsatı olmamıştı hiç. Jimin başını sallayarak onu onayladı, fincanda kalan soğumuş çayı içti ve ayaklandı, "Yanıma hiç kıyafet almadım, kasabadan bakınacağım." dedikten sonra odadan çıktı ve onları yalnız bıraktı, Taehyung hâlâ uyumaya devam ederken Jimin ile yaptığı tüm konuşmayı gözden geçirdi Jeongguk.

blue cheese' taekookWhere stories live. Discover now