18. BÖLÜM: "MERCANKÖŞK"

Start from the beginning
                                    

"Müzeye gidecektik." dedi Asil. Bunun neresi saçmaydı? "Ve seni yalnızca iki kez aradım. İlkini sekreterin açmıştı."

"Hafızanın da maşallahı var."

Keşke senin nasıl bir baba olduğunu da hatırlayabilseydim, diye düşündü Asil. Hep mi böyle bir adamdın, annem yaşarken bile? Yoksa hayat mı bozdu seni?

"Evi nasıl topladın tek başına?"

"Tek başıma değildim." Sen yoktun, ama ben ilk defa yalnız hissetmiyordum.

"İt kopuk arkadaşlarını doldurmuyorsundur inşallah evime. Kenar mahalle okuluna gitmişsin. Kim bilir ne haltlar dönüyordur öyle yerlerde. Nasıl keş tipler vardır..."

Sen yoktun, burası benim evimdi.

"Doğru arkadaş seçimi yapabilecek yaştayım."

"Ukala ukala konuşma bana. Daha on yedi yaşında bir veletsin."

"On sekiz yaşımdayım." Beni bıraktığın gün bir velettim belki ama bıraktığın günün ertesi gününde ben artık bir yetişkindim, baba.

"Başın göğe mi erdi on sekiz olunca? Karşında baban var lan senin! Gözlerini belertip bakma bana öyle."

Asil çatalını bıçağını tabağının içine bırakıp bardağını ve tabağını aldı, sandalyeyi dizlerinin arkasıyla iterek ayağa kalktı.

"Nereye gidiyorsun lan?"

Arkası dönük şekilde durakladı Asil. "Doydum. Ödevim var."

"Gel buraya bir şey soracağım. Götünü dönüp nereye gidiyorsun?"

Asil yan dönerek omzunun üstünden ona baktı. Bir an önce odasına çıkmak istiyordu. "Buyur, sor." dedi.

Zıkkımlan deyişi öyle koymuştu ki Asil'e, bugüne kadar bu evin çatısı altında yediği tüm yemekler boğazına dizilmiş gibi hissediyordu. Sinirden gözleri dolmuştu.

"Annenin sülalesiyle görüşüyor musun?"

"İkinizin sülalesinden de kimseyi tanımıyorum ben."

"Ben yokken gelip gittilerse ve bana söylemiyorsan, elimde kalırsın."

"Baba," dedi Asil. "Ben sen yokken yalnızdım hep. Kimse gelmedi veya kimse aramadı."

Mavi gözlerini babasına dikip öylece baktı. Daha nasıl anlatabilirdi? Hangi kelime babasının o taşlaşmış kalbini çözerdi, bilemedi. En basit haliyle ifade etmişti; yalnızdım hep.

"Onlar dışında onları temsilen gelen biri? Vekil olur avukat olur..."

"Kimse gelmedi dedim ya zaten. Neyi öğrenmek istiyorsun? Aradığın şey neydi baba? Bütün evi dağıtmanın sebebini gerçekten merak ediyorum."

Babasının gözlerinde hırsla bir pırıltı yandı. "Neyi aradığımı bilsen..." Sonra sustu ve gözleri öfkenin aleviyle yanmaya başladı bu sefer. Sanki bir şeylerin tüm suçlusu Asil'miş gibi bakıyordu çocuğa.

"Söylemeyeceksen, gerçekten çıkıp ödevimi yapmam gerek." Yine arkasını döndü tam çıkmak üzereyken babası konuşunca yine durmak zorunda kaldı.

"Odayı yine kilitlemişsin."

"Aradığın şey her neyse orada değil anladığım kadarıyla. Temiz kalsın."

"Nerede yatacağım?"

"Kalacak mısın ki?" diye sordu Asil. Kalıp kalmaması umurunda değildi. Hatta geceler boyu gelmesini dilediği babasının gitmesini istiyordu tam da o anda.

ASİL bxbWhere stories live. Discover now