12. Bölüm - Robot süpürgeden çok da farkım yoktu

216 29 142
                                    

Azıcık yorum ve veyahut oy istiyorum ama daha çok yorum ühühü

****

Yaklaşık bir saat önce Sehun'u Bay Kim ile buluşmak için alışveriş merkezinde bırakmış ve yine aynı binanın alt katındaki kafeye gitmiştim. Sehun'a ise bu binadan ayrılmaması gerektiğini, aradığımda açmasını söylemiştim. İşim bitip onu aradığımdaysa dediğimi yapıp açmıştı ama nerede olduğunu bulmak zamanımı hiç de basit değildi. Öyle bir anlatmıştı ki tarif ettiği yeri bulmakta zorlanıyordum. Neredeyse tüm alışveriş merkezini turlayıp ancak bulmuştum. Bir bebek mağazasının içindeydi ve inanın bana, burada ne işi olduğuna dair fikir bile yürütemiyordum.

"Gerçekten merak ediyorum," Sehun'un yanına yaklaşıp söylediğimde ani sesimle hafifçe irkildi. "Bir bebek mağazasında neye bakıyor olabilirsin?" dikkatle incelediği pembe elbiseye bakarken iç çektim.

"Çok tatlı, değil mi?"

"Öyle." Gerçekten de tatlıydı. Bebek kıyafetleri her zaman insana neşe veren ufacık şeylerdi bence. "Ama hala burada ne işin olduğunu anlamadım."

"Düşünüyordum."

"Neyi?"

"Bebeğimizi." Elbiseden gözlerini ayırmadan, dümdüz bir halde söylediğinde o kadar şaşırmıştım ki tükürüğüm boğazıma kaçmış ve öksürmeye başlamıştım.

"N-Neyi dedin?" bakışları bana döndü.

"Bebeğimizi. Bu elbise içinde, bize benzeyen bir kız düşünsene. Çok güzel olmaz mıydı?" Sehun'un söylediği şey çok saçmaydı ama daha da saçma olanı benim elbiseye bakıp onun içinde bir bebek hayal edişimdi. Sehun'a benzeyen bir bebek. Elbise ile uyumlu pembe yanakları ve hareketleriyle çok güzel duruyordu. Fakat bunu düşünmem bile saçma olduğundan başımı hızla sağa sola sallayarak aklımdakileri sildim.

"Sen iyice kafayı yedin." Suratımı buruşturdum. "Ayrıca ikimiz de erkeğiz." Ona bu gerçeği de ayrı olarak hatırlatmak istemiştim.

"Ama ben bir tanrıyım." Bana dönüp sırıttı ve yüzünü yüzüme eğdi. "Yapmayı deneyelim mi? Belki doğaüstü gücüm etkili olur ve sana benzeyen, tatlı mı tatlı bir bebeğimiz olur, hıı?" Sehun hevesle sorduğunda gözlerimi devirip onu alnından ittirdim.

"Saçmalama limitin yok mu senin?" kaşlarım çatık da olsa bu saçma düşünce aklımdan geçmişti. Acaba cidden böyle etkili spermleri var mıydı diye düşünmeden edememiştim. "Yürü Sehun, hadi gidelim." Onu beklemeden ilerlemeye başladığımda o da beni sessizce takip ediyordu. Elinde ise bıraktığımdan çok daha fazla poşet vardı ama üzerinde durmamıştım. Sakin sakin bir süre yürüyüp otoparka çıktığımızda arabayı bulup bindik. Sehun poşetlerini kucağına koyduğunda ise kaşlarım çatıldı. Artık sormadan edemezdim. "Neden bu kadar çok poşet var? Ne aldın?"

"İstediğim şeyleri." Ona giderken kredi kartımı bırakıp mağazalara bakabileceğini ve istediği bir şey olursa temassız ödeyeceğim diyerek gösterilen yere kartı tutmasını söylemiştim. Bir şey alacağını düşünmemiştim açıkçası. Ha, alması sorun değildi ama ne isteyebilirdi ki? Bu yüzden de cevabına biraz şaşırmıştım. "Bak sana göstereyim." Poşetlerden birini açıp içinden çıkardığı kutuyu dikkatle açtığında karşılaştığım şeye şaşkınlıkla bakıyordum. "Burasına içecek koyuyorsun ve buradan çekiyorsun." Elindeki kaskı başına yerleştirip bana hevesle gösterdi. Bu, kulak kısımlarındaki içecek konulan bölüme bağlı bir pipetle içecek içilen o saçma aletlerdendi. Ve ben ona şaşkınlığımı bu durumdayken gizleyemiyordum. "Bu da var." Bir başka kutudan bu sefer de bir çatal çıkarmıştı. "O eriştelerden yerken bu düğmeye basıyorsun ve hop! Bir anda kendisi dolanıyor." Aldığı şeyden öylesine memnundu ki bu yüzden de kocaman sırıtıyordu. "Harika değil mi?"

RICORRENZAWhere stories live. Discover now