SADECE SENİN İÇİN

İğrenç Vücut? Pis Ruh?

Taemin ve Seul Han'ın öpüşme sahnesini gördükten sonra Soo'nun içine kapanmış gibi bir hali vardı. Sadece 3 gün olmasına rağmen Soo her geçen günün ardından vicdan azabı çekiyordu. Baek'in durmayacağını bildiği için sehpanın üzerindeki titreyen telefonu eline aldı.

-"Siktir Soo. SENİ DEFALARCA ARADIM. NEDEN AÇMIYORSUN? NE KADAR KORKTUM BİLÎYOR MUSUN?"

Baek sonunda sustuğunda Soo da kulağından uzaklaştırdığı telefonu geri yaklaştırmıştı.

+"Tanrım Beakhyun kulağımı sağır ettin. Ayrıca bugün pazar belki biraz uyumak istiyorum"

-"Saat akşamın 5'i ve sen bu saatte bana uyduğunu mu söylüyorsun. Tanrı'ya yemin olsun büyükannem hasta olmasaydı oraya gelir seni bir güzel döverdim"

+"Büyükanne mi hasta? Neyi var?"

Soo endişe ile sordu.

-"Soğuk almış ve ama sanki ölecek gibi abartıyor. Şimdi size gelelim bay D.O. Telefonunu neden açmıyorsun?"

+"Baekhyun sana birşey sormalıyım"

Soo birden ciddileştiğinde Baek birşey olduğunu anlamıştı.

-"Kötü birşey yok değil mi?"

+"Hayır... Endişelendiğin bir kişinin mutluluğu için yalan mı söylerdin yoksa acı çekeceğini bile bile yalan mı söylerdin?"

-"Soo neler oluyor? Neden garip davranıyorsun?"

+"Birşey olduğu yok Baek. Sadece soruma cevap ver"

-"Onun için doğruyu söylerdim"

+"Neden?"

-"Çünkü gerçekleri bilmeli ki olayı daha çabuk unutabilmeli. Eğer yalandan bir mutluluğa kanacaksa doğrular canını yaksın yoksa bir süreden sonra alıştığı o mutluluk ona acı verecek"

+"Teşekkür ederim Baekhyun. Görüşürüz"

-"Bek--"

Soo küçük çocuğun lafını keserek telefonu kapattı ve hemen Kai'ye evin yakınında olan parka gelmesi için mesaj attı.

*

-"Neden çağırdın beni?"

Kai'nin o korkutucu ses tonu parkta yankılanırken Soo ona döndü. Her zaman ki elindeki sigara ile ona doğru yaklaşıyordu.

-"Sana soruyorum. Ne istiyorsun yine?"

Sigara dumanı yavaştan onu rahatsız etmeye başlasada ona söylemeye kararlıydı.

+"Sana birşey demek zorundayım"
-"Dinliyorum"

Büyük duman dalgası Soo'nun yüzüne çarpınca kafasını yan çevirdi.

+"İlk önce sigaranı bitirir misin? Rahatsız oluyorum"

-"Bunu bitirince başka yakacağım. O yüzden ölmeden önce konuşsan iyi olur"

+"Tamam hmm....Şey Seul Han'a ne kadar güveniyorsun?"

-"Bunu konuşmak için mi çağırdın?"

Kai'nin ses tonu onun yavaştan sinirlenmeye başladığını gösteriyordu.

+"Sana söyleyeceğim şey için belki bana inanmayacaksin belki de beni yine döveceksin ama b-ben söylemek zorundayım. "

-"Söyle"

Kai emredici ses tonuyla söyledi. Gittikçe öfkeleniyordu.

+"İlk önce bi soru sormama izin verir misin?"