~23~ "İlk Görüşte Aşk"

265 13 81
                                    

Bir hayvan olsaydım ne olurdum diye hiç düşünmemiştim, fakat İlayda'nın ne olacağına emindim. O tam bir bukalemundu.. Hayatımda bu kadar ortama göre değişen bir insan daha tanımamıştım. Bulunduğu kabın şeklini alan bir sıvıydı sanki.. Tüm durumları bir şekilde toparlar, ben daha şunu yap demeden, o yapmış olurdu. Kahvaltıda da bunu göstermişti yine birçok kez.. Tam teyzemin kızıydı gerçekten de..

Şimdi, sonunda yalnız kalabilmiş, oturduğumuz kafede tatlılarımızı ve içeceklerimizi söylemiş beklerken, hala Hazal ve Kaan'ın arasında geçen muhabbete gülmekle meşguldu. Yaklaşık yarım saattir de kendi yaptığı espriye yarılıyordu.

"Kızım bu turuncu kafa Kaan'ın içeceğine falan ilaç atabilir bak, ona göre."

Tamam ilk söylediğinde ben de gülmüştüm, ama onun kadar haykırmamıştım. Her zaman neşeli bir kızdı, ama bugün bambaşka bir şey vardı onda, farkedebiliyordum.

"Artık gülmeyi kesip kime aşık olduğun hakkında bir ipucu verecek misin acaba?" dedim en sonunda. Oreolu cheesecakeim ve limonatam bana gülümseyerek bakıyordu. Kabul ediyorum, tam bir tatlı aşığıydım. Özellikle de çikolata..

"Yağmur.." dedi iç çekip hülyalı hülyalı bana bakarken. "Hiç tanımadığım birine aşık oldum. Ne adını biliyorum, ne yaşını, ne de onunla bir daha karşılaşma ihtimalimi.."

"Tamam da, nerde gördün?"

"Kaan'ın mekanında." Kalbim, onun adını duyduğunda bile tepki olarak ben burdayım demek ister gibi hızlıca attı. "Siz doğum gününü kutlarken biz de Oğuz'larla bir şeyler içeriz diye oraya gittik. Gaye Su çıkacakmış, hem de onu dinleriz falan dedik işte.."

Şaşırdım. Belki de bizle aynı anda onlar da ordaydı.

"Sonra, ben tuvalete gitmek için onlardan ayrıldım. Tam böyle ne sarhoşum ne değilim, kalabalıkta giderken ayağım tökezledi. Ay biri tuttu beni, arkama bir baktım.." Bir iki saniye kadar sessizce bir yere odaklandı. "Yumi, yemin ederim manken gibi bi çocuktu. Gözler masmavi, ama çakmak çakmak bakıyo böyle bi mavilik yok. Saçları sarı kumral arası, boy pos desen yeme de yanında yat.." Saçlarını hırsla kulaklarının arkasına ittirdi. "Ya aklımdan çıkmıyor, kendimde olsaydım peşinden koşup numarasını isteyecektim, ama şoktan teşekkür bile edemedim. O da böyle tatlı tatlı gülümseyip aman dikkat dedi. Sonra gitti, arkasından baktım biraz, tam aklıma geldi, peşinden gittim ama kaybolmuştu, bulamadım.."

Sonlara doğru az önceki neşesinin kalan ufak kırıntıları da yok oldu. Gerçekten ne kadar üzüldüğünü gözlerinden anlayabiliyordum. Kuzenimi ilk defa böyle görmek beni de huzursuz etmiş, bir yolu olabilir mi diye düşünmeme sebep olmuştu.

Tam o anda, aklıma bir fikir geldi.

Belki de çok saçmaydı, ama bence yapabileceğimiz tek şey şu an için buydu.

"Kamera kayıtlarına bakalım." dedim heyecanla. "Kaan'dan rica ederiz, nerelerde kamera vardır bilmiyorum, belki sizin karşılaşma anınızı bulamayız ama mekanın girişinde mutlaka olur. Ordan tanırsın."

"Aslında çok mantıklıı." Gözleri parladı, elini yüzüne götürüp alnını kaşıdı bir şey düşünür gibi. "Ama bulsak ne olacak ki.. Çocuğun kameradan aldığım resmini A4'e bastırıp sokaklara mı yapıştıracağım?" Gülümsedi. "Bulana Zara'dan 1000₺'lik hediye çeki.."

"Ya kim bilir, belki Kaan tanıyordur, veya tanıyan birilerini bulur. En azından denemiş oluruz."

"Yağmur, hemen arayıp sorar mısın?" Sabırsızca tırnaklarını dişlemeye başladı. "Kaan müsaitse bakalım gidip."

Mayıs RüzgarıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang