~8~ "Doğru İnsan"

242 8 0
                                    

16 Mayıs

Yağmur aklındaki sayısız düşünce ve hissettiği birbiriyle alakasız hisler eşliğinde, sahilde insanlardan oldukça uzakta olan, genelde üzgün olduğunda geldiği merdivenlere oturup düşünmeye başladı. Sadece 3 sene önce, hayatı ne kadar da güzeldi oysa.. Babası üstüne titrer, hayatta hiçbir şeyin onu üzmesine izin vermezdi.

Öyleydi.. Babası hayattayken o kadar güvende hissediyordu ki kendisini, onu hiçbir şey üzemez ve korkutamazdı. Aklına gece kulübündeki kurşunlanma videosu geldi o an. Telefonunda kayıtlı olan videoyu açıp izlediğinde, aklında yine aynı cümle yankılandı.

Bunu sadece babam yapardı.

Videoyu belki 10 kez ard arda izledi tekrar tekrar.. Canını hiçe sayarak üstüne kapanan bu adam, sadece babasının yapabileceği bir fedakarlığı nasıl yapmıştı? Onu tanımıyordu, Yağmur'u koruması için hiçbir sebep yoktu, ama o yine de düşünmeden kendini siper etmişti..

Verilmiş bir sözüm var, diyelim.. Yağmur ona sebebini sorduğunda da bu cevabı vermişti. Fakat Yağmur anlayamıyordu. Kime nasıl bir söz vermiş olabilirdi ki, düşünmeden hayatını tehlikeye atıyordu?

Galerisine geri döndüğünde, babasıyla çekilmiş bir fotoğrafa ilişti gözü. Mutlu gözlerle kameraya gülümsemeleri şimdi o kadar uzak gibi geliyordu ki.. Halbuki fotoğraf tarihine baktığında babası ölmeden 3 ay önce çekildiğini gördü. Sanki 3 asır vardı şimdiyle o an arasında..

Akmaya hazır bekleyen gözleri, kalbini titreterek bir kez daha ağlamaya başladı. Ama bu sefer sessiz olmaya çalışmıyordu. Etrafta onu görebilecek kimse yokken, annem görmesin diye sessiz sessiz ağlamalarına inat, içini boşaltmak ister gibi ağlıyordu bu sefer.

Fakat onu izleyen biri, vardı.

Kaan uzaktan izlediği kızın omuzlarının sarsıldığını ve elleriyle yanaklarını sildiğini görünce, içinde bi yerde engel olamadığı bir sızı hissetti. Kalbine çöken ağırlık onu yanına gitmesi için zorluyor, bir şekilde kızın gözyaşlarını silmesi gerektiğini hissediyordu. Ama cesareti yoktu.

Tesadüfen burda otururken kızın uzaktan geldiğini görmüş ve gitmek yerine onu izlemeye başlamıştı. Bir süre telefonuna baktıktan sonra ise ağladığını farketmiş, ama yanına gitse yanlış anlayacağından korktuğu için olduğu yerde durmak zorunda kalmıştı.

Geçen bir kaç dakikanın ardından, kız az önceye nazaran biraz daha sakinleşmiş gibi görünüyordu, vücudu hıçkırdığını tahmin ettiği için hareket etse de, omuzları sarsılarak ağlamadığını farkettiğinde rahatlayarak derin bir nefes aldı.

Artık engel olamadığı dürtüsüne yenik düştü en sonunda, ayağa kalkıp kıza doğru ilerlerken, bir yandan da yanlış yapıyorsun diye haykırıyordu içinden bir ses. Uzak dur komutları veren beynini hiçe sayıp merdivenlere geldiğinde, kızın yanına onu korkutacak kadar ani bir şekilde oturmuştu. Bu kadar hızlı hareket etmeseydi eğer, geri dönüp gidecekti çünkü.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Mayıs RüzgarıWhere stories live. Discover now