~11~ "İlk Ateş"

334 13 0
                                    

29 Mayıs

Bir şey kaldı gecelerden birinde
Senden.
Öncesinde bilinmemiş bir şey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar'ın arasında kaçamaklı.

Veriliş rengi başka, alınış rengi başka..
Söylemeye vakit kalmadan
Dudakların altına bırakılmış bir şey.
Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.

Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.

Hayatımda ilk defa, rüyamda şiir okuyordum. Daha doğrusu ben değil, Kaan okuyordu. Benim için.. Ezbere bildiğim sayılı şiirden biriydi. Gözlerimin içine bakarak, bana bir şey anlatmak ister gibi okuyordu hüzünlü kadife sesiyle. Gözlerimi açıp tavana baktığım andan itibaren sesi kulaklarımdan hiç gitmemişti. O kadar gerçekti ki, o kadar yaşamış gibiydim ki bu anı.. Rüya olduğuna inanmak istemiyordum.

Bugün tam bir hafta olmuştu, bir haftadır yoktu. Abimden yine İstanbul'da olduğunu öğrenebilmiştim sadece. Ama neden gitti, ne zaman dönecek.. Hiçbir şey bilmiyordum. İçimde öyle büyük bir korku vardı ki. Ya hiç dönmezse? Diye düşünüp durmaktan kafayı yiyecektim. Bu adam bana ne yapmıştı?

1 haftadır doğru düzgün evden çıkmamış, sosyalleşmemiştim. Günlerim genel olarak iş başvurusu yapmak ve Kaan Efe Salter'i internetten araştırmakla geçiyordu. Onun ve babasının hakkında bir sürü şey öğrenmiştim. Hatta.. Annesinin nasıl öldüğünü bile..

Bir de, şu anda bütün kirli ve karanlık adamların, mafyaların Mehmet Salter'den nefret ettiğini..

İsmi artık muhbir diye geçiyordu. Halbuki, adam doğru olanı yapmıştı. Geçmişinin karanlığına rağmen, er ya da geç, doğru yolu bulmuştu.

Davasında abimin ismini de çok kez görmüş olmam beni biraz şaşırtsa da, aslında onun ne kadar iyi bir savcı olduğunu bildiğim için çok da şok olmamıştım. Ama, gördüğüm bir haber başlığı beni oldukça düşündürmüş, deli gibi merak etmeme sebep olmuştu.

Savcı Yavuz Kaya ve Mafya Lideri Mehmet Salter'in Arasındaki Bağ Çözülmek Üzere!

Aralarında nasıl bir bağ olabilirdi ki? Sonuçta Mehmet Salter bu işlerden oğlunu korumak için abime tanıklık teklifi sunan biriydi sadece. Bunun ötesinde, ne gibi bir şey olabilirdi ikisinin arasında? Başta sadece amaan saçmalık işte diyip geçmiştim, ama sonra bununla ilgili bir sürü teori olduğunu okuyunca, ister istemez şüpheye düşmüştüm.

Hatta abartıp Kaan'ın sürekli söylediği şu meşhur 'verilmiş bir sözüm var' cümlesinin bu söylenen bağla bi ilgisi olabileceğini bile düşünmüştüm.

Bir şekilde şu söz olayını çözmem gerekiyordu, içim rahat etmeyecekti yoksa..

⚫️

"Tolga!" diye gürledi Kaan. Yeni açtıkları mekanın son işlerini halletmek için döndüğü bu şehirden, artık daha fazla uzak kalmak istemiyordu. İzmir'i sevmişti..

"Ne bağırıyorsun oğlum?" Tolga son imzaları atarken, Kaan'ın bugün her zamankinden farklı şekilde, daha sinirli olduğunu farketti. Bir derdi vardı ama, ne yaptıysa da söylememişti.

Mayıs RüzgarıWhere stories live. Discover now