~12~ "Aşık Olma İhtimali"

314 11 2
                                    

30 Mayıs

Hayatımdaki en uzun gecelerden biriydi dün gece. Yaşadıklarım rüya mıydı yoksa gerçek mi hala anlayamamıştım. Kaan'ın evine zorla kendimi davet ettirmem ve bana kahve yapmasına kadar her şey normal ve gerçek geliyordu.

Ama sonra, birden her şeyin ağır çekime alındığı anlar başlıyordu. Bir türlü öğrenemediğim şu malum söz olayı, ardından beynimi uyuşturan, kalbimi durduran yakınlığı ve gözlerindeki o kopkoyu bakış..

Parmak uçlarınının belirsiz dokunuşlarını hala tenimde hissedebiliyorum desem, acaba ne kadar ileri gitmiş olurdum? Yüzüme vuran sıcak nefesini unutamıyordum, ve bütün gece ne kadar uğraşsam da aklımdan atamadığım o malum soru: Ya onu durdurmasaydım?

Ben 22 senedir kimseye karşı böyle hissetmemiştim. Birini öpmek nasıldır, hiç düşünmedim. Oğuzla olan ilişkimde de her şey biraz da zorunluluktan gibi olmuştu zaten. Yalnızca birkaç kez onun beni öpmesinden ibaretti. Ama beni asıl korkutan, Kaan'a karşı duyduğum bu isteğin, Oğuz'la yaşadığım kadar basit bir şey olmadığıydı. Bunu biliyordum.

Tıpkı Oğuz'un yanağımdan öptüğü gibi dudağımdan öpmesi değildi kastettiğim şey. Daha fazlasını istiyordum. Fakat artık istememin bir anlamı var mıydı, yoktu..

Adam resmen beni istemediğini suratıma karşı o kadar net bir tavırla söylemişti ki, bu saatten sonra ona selam versem kendime saygısızlık yapmış olacaktım. Gururumu çiğnemiş olacaktım.

Şimdiyse, İlayda bize gelmiş akşam yeni bir mekan açılacağından ve oraya gitmemiz gerektiğinden bahsediyordu. Ben de bilgisayarımın başında, CV yolladığım şirketlerden geri dönüş olup olmadığına bakıyordum. Fakat şu anlık hiçbir dönüş yoktu.

"Hadi Yumi yaaa.." dedi uzata uzata. "Moralin de bozuk zaten iyi gelir sana da." Ona dünkü olayları da anlatmıştım tabi ki. Biraz da bu yüzden çıkıp kafamı dağıtmak istiyordu.

Aslında haklıydı. Belki bir şeyler yapmak bana da iyi gelecekti. Çünkü uzun zamandır evden çıkmıyordum.

"MayWind diye bi mekan. Baya güzel duruyor. Bak." Telefonun ekranını bana çevirip açılışla ilgili afişi gösterdi. Çeşme iskelenin hemen kenarında, büyük bir yerdi. Gerçekten anlattığı kadar güzel duruyordu.

"Tamam giyineyim gidelim o zaman." diyerek laptopumu kapattım ve ayağa kalktım. Ne giyecektim..

İlayda yazlık ip askılı ve diz üstünde bir elbise giymişti. O bile gayet günlük ve sade giyinmiş olduğu için ben de o şekilde bir şeyler giymeye karar verdim.

Altıma krem rengi kot şortumu, üstüne askılı açık pembe tişörtümü giydim. Yaz kış biraz bile soğuk olsa üşüyen bir insan olduğum için, İzmirin sıcağına rağmen üstüme ince keten bir hırka da giymiştim. Ayakkabı olarak da spor ayakkabılarımı giyecektim. Abartmaya gerek yoktu.

 Abartmaya gerek yoktu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Mayıs RüzgarıWhere stories live. Discover now