Sakin bir mekandalardı. Işıklar loş ve masaları genişti. İçeride çok fazla insan olmasa da bar dolu sayılırdı ve sahneden kulaklara ulaşan caz müzik oldukça hoştu.

Jaebum dışında,o içki almaya gitmişti, diğer Günahlar sıra sıra Youngjae'in performansını değerlendiriyorlardı. Bu Jackson'ın fikriydi ve Youngjae, onu daha önce hiç bu kadar yumruklamak istediğini hatırlamıyordu. Sıra Jinyoung'ındı. Youngjae tedirgin bir şekilde oturduğu koltukta kıpırdandı.

"Vasattı." dedi Jinyoung yalnızca.
Kırmızı şarapla loş ışıkta parlayan kadehinden bir yudum aldı. Bardağın ince sapı, zarif elinde bir asa gibi görünüyordu. Bir yarı tanrı gibiydi. Herkesten çok daha az ölümlü ama fazlasıyla ölümcül...
Youngjae'in gözlerine bakıp ekledi.
"Ama beklediğimden de iyiydi."

İşte bu bir iltifattı. Jinyoung'ı kısmen de olsa memnun etmek Youngjae'i heyecanlandırdı.

Jackson, Jinyoung'a şöyle bir bakıp, sırıttı.

"Şarabın nasıl Jinyoung? Yoksa acı mı geldi? Ah, vah vah! Eğer istersen süt ya da meyve suyu söyleyebilirim."

Diğerleri silikçe kıkırdarken, Jinyoung'ın gri gözleri kısıldı. Kadehini masaya bıraktıktan sonra Jackson'ın önüne dizili cin shotlarının üçünü de gık demeden kafaya dikti. Jackson gözünü kırpmadan ona bakıyordu. Jinyoung, zehirli tebessümünü bozmadan dudaklarını yaladı. Jackson kıpkırmızı kesilmişti ve sanki öfkesine hakim olmaya çalışır gibi yumruğunu sıkıyordu. Jinyoung tek kelime etmeyerek Jackson'ı iyice deli ettikten sonra şarabına geri döndü.

Bambam, onları görmezden gelerek odağı yeniden Youngjae'e çevirdi. "Vücut esnekliğini, kırık kemiklerine rağmen harika kullandın. Şaşırdım."

Zaten fikrini fazlasıyla belirtmiş ve bir şekilde kendine gelmiş olan Jackson ekledi.

"Jaebum'un ne düşündüğünü bilmek ister misin?"

Youngjae pek de hevesli sayılmazdı, çünkü Jaebum'u tatmin edemediğini biliyordu.
Bunu hissedebiliyordu ve bunun ağırlığı altında eziliyordu. Sanki Jaebum tek kelime etmeyerek dahi ona hakaret etmişti. On yedi dakika. On yedi sikik dakika...
Onlarla aşık atamazdı. O bir çocuktu değil mi?! Jaebum böyle diyecekti. Sikik Jaebum!

Jackson devam etti.
"Ben sana söyleyeyim.
Sen bıçakla romantik dakikalar geçirirken, öyle tahrik oldu ki başını başka tarafa çevirmek zorunda kaldı. Sosyopat pornosu izleyerken yakalanan bir sosyopat gibiydi. Yanaklarındaki bahar gülü kızıllığını görmeliydin!"

Youngjae istemsizce kıpkırmızı kesilerek yutkundu. Diğerleri feci şekilde gülüyordu, Yugyeom bile kıkırdıyordu.

Jinyoung uzanıp, Jackson'ın ağzına Bambam'in margaritasından kaptığı zeytini soktu ve hem keskin hem çekici bir biçimde emretti. "Sus!"
Jackson keyifle sırıtarak itaat etti.
Youngjae buna minnettardı ki o anda Jaebum bar tezgahından dönüp masaya varmıştı.

"Sizi bu kadar eğlendiren ne konuşuyorsunuz?" diye sordu Jaebum.

Youngjae iyice kızardı ve birasından kocaman bir yudum aldı.

Jackson ağzını açtı fakat çıkan Jinyoung'ın sesiydi."Hiiç."

Jaebum elindeki viski bardağını biçimli ağzına götürdü. Viski boğazında akarken, adem elmasının inip kalkışı Youngjae'in dikkatini çekti. Canlı bir heykeli izlemek gibiydi.

Seven Deadly Sin' • got7 *Tempat di mana cerita hidup. Terokai sekarang