33 {İspanya} 33

511 82 20
                                    

"Karnın acıktı mı?"

Hâlâ Taehyung ile yan yana uzanıyorduk. Ona alışmıştım. Akşam olmuştu ve şimdi de ya gitmesi gerekirse korkusu sarmıştı bedenimi.

"Biraz ama bir şey yiyesim yok."

"Olmaz öyle hemen yapayım bir şeyler."

"Yok boş ver, biraz daha böyle kalalım."

"Taehyung bir şey sorabilir miyim?"

Kıkırdamıştı. Soru sorma konusundaki çekingenliğim hoşuna gitmişti.

"Sor bakalım."

"Gidecek misin? Yani şu an gidecek misin? Ah yani bu gece kalmak için bir yere gidecek misin?"

"Seninle kalabilir miyim?"

"Sormana bile gerek yok, gitmeni istemediğim için sormuştum, tabii ki kalabilirsin."

"Benim şu an kalacak bir yerim yok."

"Hayır var, burası senin de evin."

Yarım ağız gülmüştü.

"Jungkook ben çocukluğumdan beri kaçıyorum, bana bu öğretildi, hep birilerinden kaçmalıydık, aileme de bu öğretilmişti. Hiçbir ev benim evim olamadı, hiçbir yere ait hissedemedim, buradaki evimizde bile mutlu değildim, seninle ve sizin evinizin bahçesinde mutluydum orası ayrı ama benim hiçbir zaman gerçek anlamda bir evim olmadı. Bir sizin bahçenizi çok benimsemiştim, Lujon'la birlikte seni de çok benimsemiştim, çiçeklerimizin ve senin yanında çok mutlu ve huzurluydum, hiç tatmadığım o aitlik hissiyle yeni yeni tanışmaya başlamıştım."

Duraksadı, gözlerini benden çekip tavana dikti, uzun ve derince baktı öylece. Anlamıştım, onun da boşluğu vardı. Dolduramadığı bir boşluğa sahipti tıpkı benim gibi.

"Çok alışmıştım sana ve diğer şeylere ama tahmin ettiğin gibi bu uzun süremedi. Son kez görüştüğümüz geceyi hatırlıyor musun? O gece soğuktan değil korkudan titrediğimi söylemiştim. Bizi bulmuşlardı Jungkook."

Gözleri dolmaya başlamıştı şimdi de, soru sormaya çekiniyordum, kendisi hazır hissettiğinde anlatsın istiyordum, yüklerini omuzlarından bırakmak öyle kolay değildi, omzundaki boşlukla başa çıkması zaman alıyordu.

Yan döndüm ve dümdüz tavana bakan bedeninde takılı kaldı gözlerim önce, sonra kolumu göğsüne koydum ve sarıldım. Ağlamamak için sıkıyordu kendini, nefes alış verişlerinden anladım.

"Ağlaman sorun değil."

"Ağlarsam anlatamam."

"Hemen şimdi anlatmak zorunda değilsin, unuttun mu burada seni bekleyen biri var. Ne zaman hazır hissediyorsan o zaman anlat. Ben senin bile isteye gitmediğini biliyorum, sana olan öfkem beş dakikalık bir duygu boşalmasından ibaretti, sana kızgın değilim artık, yalnızca yanımda olmana ve sana böyle sarılabiliyor olmama şükrediyorum."

"Anlatıp kurtulmak istiyorum. Şimdi daha iki cümleyi yan yana getirip sana bile anlatamıyorken ben bunca şeyi nasıl yaşamışım diye düşünüyorum."

"Biliyorum o şaşkınlık hissini, ben de sana bir kere sarıldıktan sonra sensiz nasıl onca sene nefes alabilmişim diye şaşırıp kalıyorum kendime. Ne kadar güçlü ve ayakta durmuşum kendimden haberim yokmuş."

"Sen bunca kovalamacanın içinde tanıdığım en mükemmel insansın."

"Üniversiteyi kazanmamda ve bitirmemde bana o gece söylediğin sözler çok yardımcı olmuştu."

•Jungle // Taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin