10 {Tanıştım} 10

674 89 82
                                    

Duyduğum soruyla şakaklarımdan soğuk terler akmaya başlamıştı. Evet, buyurun cevaplayın Jungkook Bey. Hem sinirli hem de kapana kısılmış hissediyordum. Sinirliydim çünkü kantinde çok dikkatsiz davranmıştım, kapana kısılmıştım çünkü aklımda bir tane bile verebilecek mantıklı cevap yoktu.

"Ne? Ben- ben o değilim. Yani oradaki bendim ama yanlış anladın. Amacım o değildi gerçekten çok yanlış bir zamanl-"

"Madem amacın o değildi ne diye beni gözetleyip durdun? Gözünü hiç ayırmadın, beni döveceksin sandım?!"

Sonuna kadar haklıydı ve ben nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. Günlerdir bahçemde seni dinledikten sonra okulda görünce afalladım ve beni dumura uğrattın mı diyecektim? Ayrıca o kadar aptalım ki cidden de kalçana ağzım sulana sulana bakmıştım mı diyecektim? Kafam o kadar karışıktı ki kelimelerimi seçemiyordum.

"Ben sadece..."

"Jungkook!! Neredesin sana sesleniyorum yemek hazır baban çoktan geldi çık artık odandan?!"

Evden neredeyse çığlık atan annemin sesini duyunca içimdeki yangına soğuk sular serpilmişti. Başımı sesin geldiği yön olan pencereme çevirirken silik bir tebessüm ettim kendi kendime. En azından şimdilik bu bahaneyle kritik sorudan kaçabilir, cevabımı iyice düşünmeye zaman bulabilirdim.

Pencereme yaklaşıp başımı içeri uzatarak yüksek sesle konuşmuştum.

"Geliyorum anne! Üzgünüm müzik dinliyordum."

Tekrar sarı çocuğa döndüğümde pür dikkat hareketlerimi izlediğini gördüm. Göz bebekleri hareket eden bedenimle birlikte bir oraya bir buraya yer değiştiriyordu. Elimle başımın arkasını kaşıdım.

"Duyduğun gibi benim artık gitmem gerekiyor. Gelip yardımcı olduğun için teşekkür ederim."

"Soruma ceva-"

"Eve gitmezsem annem çok sinirlenecek."

"Pekâlâ Jungkook."

Adımı söylediğinde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Nereden bildiğini düşünecektim ki annemin seslendiğini hatırladım. Cümlesini bitirir bitirmez arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Birkaç adım atmıştı ki ona seslenişimle adımlarını yavaşlatıp başını arkaya, yani bana çevirdi.

"Hey! Adını söylemeyecek misin?"

"Adım? Adım Taehyung."

"Peki. Bu arada ne zaman istersen bahçemize gelebilirsin."

Dediğime buruk bir gülümsemeyle karşılık vermişti.

"Eve gitmezsen annen çok sinirlenecek."

Bu sefer burukça gülümseme sırası bendeydi. Kaçmaya çalıştığımı anlamıştı ama bunu bana karşı kullanmıştı.

Güzel bir sinerji yakalamıştık bence. En azından bana karşı kaba ve saldırgan davranmamıştı. Ya da tamamen uzaklaşmamıştı. Buna seviniyordum çünkü gözünde sapık bir profil çizmiştim.

Sırıtarak arkamı döndüm ve penceremden tırmanmaya başladım. Arkamdan Taehyung'un adım seslerini duyabiliyordum. Git gide silikleşiyorlardı.

Penceremden içeri girdiğimde duyduğum şeyle başımdan aşağı kaynar sular inmişti.

"Hey Jungkook! Kaliforniya'yı hayal etmek gerçekten çok güzelmiş!"

Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde gülerek bahçe kapısından çıkan Taehyung'u gördüm. Bununla eş zamanda yüzüm ve bütün iliklerimin utançla kızardığını hissettim. Telaşla penceremi kapatıp perdeyi tamamen çektim.

Bulunduğum duruma deli gibi kahkaha atasım geliyordu ama bir yandan da utanıyordum. Sarı çocuk bugün hakkımda fazla şey öğrenmişti. Tuvalette rezil olduğum yetmiyormuş gibi pencereden de düşmüştüm.

Aklıma gelen şeyle aniden utancım yerini büyük bir korku ve endişeye aldı. Onu dinlediğimi anlar mıydı? Bilebilir miydi sakladığım sırrımı? Sezer miydi Lujon'u tanıdığımı?

İçim sıkıla sıkıla odamdan çıktım ve mutfağa gittim. Kapıdan içeri girdiğimde anne babamın sinirli ifadeleriyle karşılaşmayı beklemiyordum. Tabakları neredeyse bitmiş haldeydi. O kadarda geç kalmış olamazdım değil mi? Yine dalıp gitmiş olmalıydım. Kendime yemek almak için ocağa yöneldiğimde babamın sözleri çivi gibi olduğum yere saplanmamı sağlamıştı.

"Sofraya geç geldiğin için yemeyeceksin. Odana git."

Babamın dsiplinli ve kontrolcü biri olduğunu biliyordum ama bu kadar acımasız olabileceğini bilmiyordum. Bugün yeni bir tarafıyla tanışmıştım. Daha önce onları sinirlendirecek bir şey yapmamıştım, yapsaydım bu yönüyle daha erken tanışırdım.

Hiçbir şey demeden odama gitmiş ve yatağıma uzanıp telefonumu elime almıştım. Artık Hana'ya bir şeyler anlatma vaktim gelmişti. Ona sadece bugün sarı saçlıyı duymaya çalışırken düştüğümü ve dolaylı yoldan onunla tanıştığımı anlatacaktım. Tuvalet olayını ve benim abazalık yaptığımı bilmese de olurdu. Zaten fazlasıyla utanacaktım anlatacaklarımdan.

Hana aramama yanıt verdiğinde heyecanla konuşmuştum.

"HANA BEN BAHÇEMDEKİ ÇOCUKLA TANIŞTIM!"

——

Bölümle ilgili görüşlerinizi bu kısımda belirtebilirsiniz. 💜

•Jungle // Taekook•Where stories live. Discover now