12.Bölüm-Resim Dersi?

Start from the beginning
                                    

''2 gündür uyuyorsun''dedi Annabeth. Böyle şeylere alışmıştım artık. yani melezler biraz fazla uykucu da. Bayılsan birkaç gün uyanmadığın olur.

"Bir şey gördüm."diye mırıldandım.
"Ne?"diye atıldı Annabeth. Kız yeni bir şey öğrenmek için atıyor. Fazla sıkıcı bir kişilik.
"Hava almak için dışarı çıkmıştım. Sonra dayanılmaz bir acı vücudumu kapladı.Bir de baş ağrısı. Herneyse... sonra bir şey gördüm. Bir tilki."dedim.
"Tilki mi?"dedi alayla Leo.
"Evet. O kadar büyüleyiciydi ki. Sonra bir şey dedi ve ondan sonrası karanlık."dedim.
"Tam olarak ne dedi?"dedi Percy gözlerini kısarak.

"Geri döneceğim..."dediğimde kahkaha atmaya başladı.

"Bak biliyorum normal bir hayatımız yok ama çok fazla içmiştin ve kafanı taşa çarptın. Anlayacağın mantıklı düşünemiyordun. Tilkiler konuşmaz."dedi Percy. "Okçuluk dersim var. Sanırım Will beni iyi bir okçu yapmaya çok hevesli. Umutlarını yıkmak istemem ama ben küçük bir odadaki dev kutup ayısını bile vuramam."dedi. Ben gülerken Annabeth "Bir süre daha yatakta kalman lazım. Kafanı çarptığın için halen kritik bir durumdasın. Önemli bir şey ise kusma, baş dönmesi, bayılma gibi şeyler olur.Biraz dinlen"dedi . Sakalaşarak dışarı çıktıklarında oflayarak etrafa bakındım. Nedense çok az kişi vardı. Daha Clarisse ile karşılaşmadılar sanırım.

İki saat yatakta döndüm durdum. Uyumaya çalıştım ama Apollon inadına güneş ışınlarını gözüme sokmaya devam etti. En sonunda pes edip yatakta doğruldum ve parmaklarımı saymaya başladım. Tam 523 kez. İnsan 200'den sonra deliriyor.

Aniden karşımda Nico belirince çığlığı bastım.
"İnsan gibi gelemez misin?"diye bağırdım.
"İnsan değilim"dediğinde göz devirdim.
"Ne oldu?"dedim merakla. Niye geldi ki?
"Nöbeti ben alıyorum bugün"dedi ve yanımdaki sandalyeye yayıldı.
"Percy sana tilki olayını anlattı dimi?"dedim ama cevap vermedi. Belli ki anlatmıştı. "Ve sarhoş olduğum için öyle sandığımı düşünüyorsunuz."diye ekledim. ''haklısınız.büyük ihtimalle rüya gördüm.'' O tilkiyi gördüğüme eminim ama bana inanmadıkları için üstelemeye gerek yok dimi?

''Peki''dedi umursamazca ''nelerden hoşlanmazsın.''diye konuyu değiltirdi.

''o hoşlanırsın olmasın''dedim tek kaşımı kaldırarak.

''hayır,hiç sanmıyorum''dedi sırıtarak ve ayağıyla ritim tutmaya başladı.

''tamam o zaman. Fazla canlı renklerden,çenesi düşüklerden,kendini bir şey sanan sürtüklerden,klişe aşk sahnelerinden ve sabah sabah gözüme güneş ışıklarını sokan Apollon'dan nefret ederim''dediğimde gözünü ellerinden ayırdı ve benimkilere dikti.

''Peki sen neleri sevmezsin?''dedim konuyu değiştirerek.Uzun süre düşündü ve pes ederek saymaya başladı.

'' mutluları,konuşkanları,açık renkleri, vıcık vıcık aşkları,güneşi,kalabalığı,gürültüyü sevemem.''dediğinde ''benimkinden çok farklıymış ya''dedim alayla. Göz devirdiğinde başımı yastığa yasladım ve tavanı izlemeye başladım.

''dışarı çıkmam yasak mı?''dedim oflayarak.

''evet,ama belki biraz hava alabilirsin. tek şartla,yanımdan ayrılamazsın''dediğinde göz devirdim.

''Balo nasıl geçti. Eliza filan?''dedim. Acaba çıkıyorlar mı?

''evet o konuya gelirsek...seni öldürmek istiyorum.''dediğinde doğruldum.''saatlerce dans ettim dedikodu dinledim ve onunla resim dersine katılmam için ikna etti.''dedi. Bunları bana anlatması gülümsememe yetmişti bile.

''ne güzel. Bana bir resim çizersin dimi Di Angelo''dedim alayla. Sırıtmaya başladığımda ne oluyor kardeş bakışımı gönderdim.

''sen de o derse katılacaksın''dediğinde ''hayır!''diye bağırdım ''evet katılacaksın''diye tekrar etti.

Born To Be Monster #Nico Di Angelo (ASKIDA)Where stories live. Discover now