5. Bölüm

663 76 1
                                    


Merhaba arkadaşlar. Hikaye final yapmak üzere. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim!

***

Büyük bir uğultu etrafta yankılanırken kalabalık gittikçe artıyordu. Herkes kralın bizzat ceza vereceği suçluları görmek için meydana toplanırken birbirini ezenler ön sıralarda yer almıştı. Kralın suçlularla döndüğünü öğrenen sarayın ileri gelen yetkilileri yüksek balkonlardan meydana bakarken oldukça tedirgindi. Kral ilk kez halkına güç gösterisi yapıyordu. Edward alana gelmeden önce en güvendiği adamını yanına çağırtarak Adrian'ı ona emanet etmişti. Kralın kesin emri karşısında şaşıran adam bir şey söylemeden küçük çocukla kralın söylediği güvenli eve doğru ilerledi. Annesinin kendisine yaptığı uyarılar ile kimliğini saklarken dayısının da sözlerini düşününce kim olduğunun öğrenilmemesinin en iyisi olacağına karar vermişti.

"Kral o adamlara ne yapacak?" Adrian'ın sözleri ile adam gerilmişti. Küçük bir çocuğa ne cevap vereceğini biliyordu.

"Yaptıkları suçtu, kral da suçlu oldukları için onlara ceza verecek." Adrian adamın kendisine verdiği cevapla tatmin olmasa da daha fazla soru sormamaya karar verdi. İkili kalabalık alandan ayrılırken, geride bıraktıkları uğultuda azalmaya başlamıştı.

Edward yeğeninin alandan uzaklaştırılmasını bekleyerek kalabalığa doğru bakmıştı. Kana susayan halkının gözü adamlara baktıkça daha da kararıyordu. Elini yukarıya kaldırarak kalabalığın sesini keserken gür bir sesle konuşmaya başladı.

"Bu gördüğünüz kişiler halkıma musallat olan kişilerdir. Birçok anayı evladından, birçok kadını eşinden ayırmıştır. Genç kızlarımıza yaptıkları hataları söylemeye bile dilim varmıyor. İşledikleri suçun affı yoktur. Kimse benim ülkemde, benim halkıma haydutluk yapamaz. Ülkemin geleceği olan çocuklarımıza uzanan elleri kökünden söker alırım." Edward'ın tek hareketi ile kopan eller havada savrulurken açıyla çığlık adamların sesine hayret sesleri karışmıştı. Krala bakan halkın gözündeki korkuyu gören Edward alaycı bir şekilde gülümseyerek konuşmasına devam etti.

"Cezalarını ibret olsun diye burada veriyorum. Aranızda çocuklara ve genç kızlara musallat olabileceğini düşünenler bu günü unutmasın. Kim olursa olsun, halktan ya da asil fark etmez. Suç işleyene cezası verilir. Adamlar kan kaybıyla yere düşerken Edward son kez halkın üzerine gözlerini gezdirerek balkonda kendisini izleyen saray yetkililerine bakmıştı.

"Bana ve aileme..." duraksayan kral devam etmişti. "En önemlisi halkıma bulaşanları yakarım." Edward gözlerini saray yetkilerine dikerek yaptığı hareketle suçluları alev topunun içine bırakmıştı. Çığlıklar arasında yanarak can veren adamları uzun süre kimse unutamayacak gibiydi. Adımlarını meydanın dışına doğru ilerleten Edward kendisine korkuyla yol açan insanların arasında başı dik bir şekilde ilerlemeye başlamıştı. Komutana verdiği emirle kaçırılan kızların aileleri çocuğun kendisine ait olduğunu ispatladığı taktirde çocuğunu alıp evine dönebilecekti. Komutanın sözlerini duyan halk Edward'ın arkasından "Kralımız çok yaşa!" diye bağırarak onu saraya uğurlamışlardı.

***

Nadia kralın döndüğünü öğrendiğinde heyecanla hazırlanmaya başlamıştı. Ne kadar endişe etmemesi gerektiğini söyleseler de kral saraydan her ayrıldığında endişe etmeden duramıyordu. Edward'a bir şey olması durumunda kendisi de çocukları da sarayda kalamazdı. Çocukları olmasaydı bunu umursamazdı bile ama prens ve prensesi düşünmek zorundaydı. Derin bir iç çekerek hazırlanmasına yardım eden hizmetliye baktı.

"Her şey hazır mı?" diye sorarken kadın başını eğerek cevap vermişti.

"Hanımım, kraliçe kendisi hazırlıkları yapacağını söyledi." Nadia'nın yüzü asılsa da kralın sağ salim dönmüş olması ona yeterdi. Hazırlığı bittikten sonra kenarda duran aynaya bakarak hafif gülümsemişti. Elini düz göbeğinin üzerine gezdirerek kaybettiği bebeği düşünmüştü. Acaba kız mıydı erkek mi? bebeğini her zaman düşüneceğine emindi.

ASİL KANWhere stories live. Discover now