1. Bölüm

1.2K 130 25
                                    

Wattpad sitesi güvenirliğini kazanınca ya kadar Asil Kan hikayesi kişisel bloğumda yayınlanacaktır. İlk bölüm için link profilde paylaşıldı. Keyifli okumalar.

PRENSES ELİZABETH

Edward halkına yaptığı konuşmadan sonra arkasını döndüğünde yapılan tezahüratlara tebessüm etmişti. Balkon kapısı kapandığında Ronald hemen arkasında durmuştu.

“Prensesi sunmadığınız için söylentiler başlayacaktır Kralım.”

“Biliyorum, Elizabeth’i şuanda halkın karşısına çıkaramam.”

“Peki kardeşleri onu görmek isterse? O zaman ne yapmalıyız?” Ronald’ın sorusu ile Kral duraksamıştı.

“Kim olursa olsun, bebeği görmeyecek. En azından şu durum bitene kadar!” Kral’ın Elizabeth dışında üç çocuğu daha vardı. İkisi prenses ve bir prens olan çocukları diğer cariyelerindendi. Kraliçe iki düşüğün ardından, yıllar sonra gördüğü tedavilerle bebek sahibi olmayı başarmıştı. Kral olanları düşündükçe geriliyordu.

“Ronald ben odama çekiliyorum, bir şey olursa bana bildirsinler!” Kral hızlı adımlarla odasına doğru giderken kapılar askerler tarafından bir bir açılıp kapanıyordu. Kraliyet konutu sarayın sağ kanadında bulunuyordu. Dört bir tarafında burçlar olan yüksek duvarların ardındaki saray dışarıda ki kalabalığa rağmen oldukça sessizdi. Oda görevlisi kralın üzerini değiştirmesine yardımcı olurken söndürülen kandiller ortamı loş hale getirmişti.

“Çıkabilirsin!” oda görevlisi odadan dışarı çıktığında kral bin bir düşünde ile yatağına girerek gözlerini kapattı. Uyuyabileceğini sanmıyordu ama dinlenmek için bu fırsatı kaçıramazdı. Ertesi gün daha yoğun bir gün geçireceğinin farkındaydı. Eğer prenses gerçekten seçilmiş olansa dört büyük elementin gücüne de sahip olacaktı. Diğer güçleri ile onu durdurmak imkansız hale gelecekti. Sıkıntıyla iç çekerken gözlerini araladı. Yatağın içinde oturur pozisyona gelerek düşüncelerine devam etmişti. Onun gibi güçlere sahip olanların güçleri tükenene kadar yaşadığını düşündükçe içi daralıyordu. Kızı uzun yıllar yaşayacaktı. Bir baba olarak ona içi gidiyordu. Ömrü boyunca yalnız kalacaktı. Sevdiklerinin ölümünü görecek, gücü tükenene kadar yaşayacaktı. Gözlerini yeniden kapattığında beyninde yankılanan sesle hızla doğrulmuştu.

‘Babacım, korkuyorum!’

‘Elizabeth?’ kral şaşkınlıkla odasının içinde dolanırken nasıl olurda daha birkaç saat önce doğan bebekle konuştuğuna inanamıyordu.

“Korkuyorum!” kral prensesin sürekli aynı şeyi tekrarlaması ile üzerinde ki kıyafete aldırmadan hızla odasından çıkıp sol kanada doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Onu yarı yolda fark eden baş danışman Ronald hızla peşine takılmıştı. Bebeğin odasının bulunduğu koridora yaklaştığında yankılanan sesle adımları daha da hızlandı.

“Bırakın beni, ben kraliçenizim… Bebeğimi görmeme kimse engel olamaz.” Kral köşeyi döndüğünde çıldırmış gibi davranan kraliçeyi görünce elleri iki yanında yumruk olmuştu.

“Siz kraliçenizi nasıl engellersiniz? Çekilin hemen!” Kraliçenin her daim yanında olan babası emir yağdırmaya başladığı sırada Edward “Neler oluyor burada?” diye bağırmıştı. Kralın sesiyle görevliler rahatlarken Kraliçe Barbara ve babası hızla ona dönmüştü.

“Kralım, bebeğimi görmeme engel oluyorlar? Onlara bunun cezasını kesmenizi istiyorum!”

“Kraliçe, sizin yatağınızda olmanız gerekiyordu!”

ASİL KANWhere stories live. Discover now