19.

1.2K 181 300
                                    

Felix, yataktan aşağı düşmesi sayesinde nihayet uyanabilmişti. İnleyerek elini kafasına götürdü ve yavaşça gözlerini açtı. Şu anda Chan'ın odasındaydı ve içeriye giren güneş ışığına bakılırsa çoktan sabah olmuştu.

Tembelliğini bir kenara atarak ayağa kalktı ve esnedi. Chan neredeydi? Gerçi...o hep erken uyandığı için burada olmaması oldukça normaldi.

Genç oğlan elini yüzünü yıkayıp aşağı indi. Yemek masasında sadece Dahyun ve Yeonjun'u görmeyi beklemiyordu. Yanlarına geldiğinde sohbeti durdurmuşlardı.

"Günaydın." dedi bayan Dahyun, sıcak bir sesle. Felix'te karşılık vererek bir sandalyeye oturdu ve etrafa baktı, bay Vernon'da burada değildi.

Dahyun, Felix'in bardağına meyve suyu doldurdu ve bir şeyler yemesini söyledi. "Teşekkürler. Bu arada...Chan nerede?" diye sordu şaşkınca.

"Ah, onlar erkenden dışarı çıktı. Vernon'ın limanda yaşadığı bir sıkıntı var da, Chris'te dedektif olduğu için ondan yardım etmesini rica etti. Çok ciddi bir şey değil, akşama doğru gelirler herhalde." 

Yeonjun bir yandan yemeğini yerken konuştu, "Ve beni götürmediler! İnanabiliyor musun? Dedektif yardımcısı olduğumu sanıyordum." bu duruma oldukça sinirlenmişti. Yani evde kalıp biraz dinlenmekte güzeldi tabii ki, ama o da dışarıya çıkmak ve yardımcı olmak istiyordu.

"Oh, anladım..." Felix kafa sallayarak yemeğini yemeye başladı. Oysaki bugün Chan ile vakit geçirmenin hayalini kuruyordu. Belki beraber Kaliforniya'yı gezebilirlerdi ve tarihi yerler yada değişik müzelere falan giderlerdi...aynı arkadaşların yaptığı gibi.

***

"Onun olduğuna inanamıyorum, hayal kırıklığına uğradım." Vernon arabayı park ederken konuştu, ardından motoru durdurdu ve arabadan indi. 

Aynı şekilde Chris'te indi ve derin bir iç çekti, "Herkese güvenemezsin dostum, gözün açık olmalı."

"Haklısın...ama onun bir hırsız olduğunu tahmin etmemiştim, çok genç ve masum diye düşünmüştüm." Vernon oflayarak anahtarı ile malikanenin kapısını açtı.

Son zamanlarda limanda birkaç eşyanın kaybolduğunu fark etmişti, çalındığını düşünüp polise haber verse de hiçbir şey yapmamışlardı. Ama bu olay daha da büyüyünce Vernon, arkadaşı Chris'e bu durumdan bahsetmek istedi. Hem o bir dedektifti, belki yardım edebilir diye düşünmüştü ki etmişti de.

Chan bunu yapanın işçilerinden biri olduğunu anlamıştı ve çalışanlarla teker teker konuşup ağızlarını yoklamıştı. Suçluyu bulması birkaç saatini alsa da doğru tespit yaptığı için mutluydu. 

"Tekrardan teşekkürler Chris." Vernon içeri girdiklerinde yine ve yine teşekkür etti, ona bunun için minnettardı. 

Chan hafifçe gülümseyerek "Önemli değil." dedi ve yapacak işleri olduğu için yukarı çıktı. Hava çoktan kararmış ve akşam olmuştu, bu yüzden duş almak ve biraz dinlenmek istiyordu. Ayrıca kitabına birkaç ekleme yapacaktı. Chan, yaklaşık 6 aydır bir defter tutuyordu ve içine ilgilendiği davalar hakkında bir şeyler yazıyordu. Böylece olayları hafızasında daha iyi tutuyor ve zaman öldürecek bir şeyler buluyordu.

Odasına doğru yürüdüğünde duyduğu gülüşme sesleri ile duraksadı, bu ses Felix'in odasından geliyordu. Kaşlarını çatarak kafasını kapıya yaklaştırdı, bu kesinlikle Felix ve Yeonjun'un sesiydi. Bu yüzden kapıyı tıklamadan açtı ve içeri girdi. 

Yeonjun cilveli bir şekilde karşısındaki gence bir şeyler anlatıyordu. "Yemin ederim, hayatımda aldığım en berbat cezaydı! Ama çok yakışıklıyım...ne yapabilirim ki?" Felix ise onun anlattıklarına gülmeye devam ediyor ve durması için yalvarıyordu. Tüm gün boyunca Yeonjun'un garip ve komik hikayelerini dinlemişti. Gerçekten enteresan bir kişiliği vardı, onu sevmişti.

Night || ChanLix ✔️Where stories live. Discover now