15.

1.4K 175 299
                                    

15 ocak, 23:02 - 1965

Chan'ın ameliyatının üstünden yaklaşık bir hafta geçmişti ve sonunda taburcu olmuştu. Felix, hastanede onun yanında ne kadar kalmak istese de Minho buna izin vermemişti ve kendisi kalmıştı. Bu yüzden Felix bu süre zarfında onu sık sık ziyaret etmişti.

Üçüde eve geldiğinde onları Mingyu ve Irene karşıladı. İkiside bir ağızdan konuştu, "Hoşgeldiniz. Geçmiş olsun bay Chris..." Chan burukça gülümseyerek teşekkür etti, "Teşekkürler."

Minho, arkadaşının koltuğa oturmasında yardımcı oldu ve ardından yanına oturdu. Felix ise ayakta kalarak onlara bakıyordu. Chan için gerçekten çok endişelenmişti ve onu böyle iyi gördüğü için rahatlamıştı.

"Chris...sana söylemem gereken bir şey var." Dedektif yardımcısı arkadaşına kaçamak bakışlar atarken, Chan kaşlarını çattı ve "Ne oldu?" diye sordu.

"Maalesef vakayı şerif Yoon ele aldı ve kayıtlarda da vakayı o çözdü diye gözüküyor. Bu yüzden kimse aslında bu olayı bizim çözdüğümüzü ve emek harcadığımızı bilmiyor..."

"Ne? Şaka yapıyor olmalısın! Her seferinde bizim işlerimize karışıp üstleniyor ve her boku kendisi yapmış gibi gösteriyor, aşağılık herif."

Felix yutkunarak ona baktı, "Chan, onlar gelmeseydi...ölebilirdin." Dedektif göz devirdi, "Emin ol ölmeyi tercih ederdim. Ondan ciddi anlamda nefret ediyorum."

Mingyu'nun salona girmesiyle herkes sustu. "Bay Chris, sizin için papatya çayı yaptım. Rahatlamanıza ve kolayca uyumanıza yardımcı olur."

"Teşekkür ederim Mingyu, ama içmek istemiyorum."

"Ah, peki..." Mingyu bardağı tekrar tepsiye koydu ve oradan ayrıldı.

Bu sefer sessizliği Felix bozmuştu, "Biraz dinlenmen gerek Chan." Chan itiraz ederek ayağa kalktı, "Hayır, yapmam gereken bir sürü iş var. Zaten yeterince dinlendim ve zaman kaybettim."

"Felix haklı, dinlenmen gerek." Minho arkadaşının kolunu tutarken konuştu. Chris ise onu takmadan sertçe kolunu çekti ve salondan gidip üst kata çıktı. İkiside arkasından bakakalmıştı.

"Chan bu duruma neden bu kadar sinirlendi ki? Benim bilmediğim bir şey mi var..?" Felix kaşlarını kaldırarak Minho'ya sordu. "Boşver... Ben eve gitsem iyi olur, sana iyi geceler."

"Peki...iyi geceler." Felix, Minho'yu uğurladıktan sonra mutfağa yöneldi ve masaya oturdu. Olanlara anlam veremiyordu, ikisi arasında bir tartışma falan mı olmuştu yoksa? Düşüncelere dalarken bir yandan da masadaki kekleri yiyordu.

Mingyu bulaşıkları yıkadıktan sonra bıkkınca kek yiyen Felix'e baktı. "Bir  sorun mu var?" Diye sorduğunda Felix kendisine gelmişti, "Ah, sen burada mıydın?" Mingyu hafifçe güldü, "Evet, deminden beri bulaşıkları yıkıyorum. Beni fark etmedin mi? Çok dalgın olmalısın."

"Aslında evet, biraz öyleyim."

"Bay Chris yüzünden mi?"

"Uhm...kısmen. Taburcu olduğu için sevinmişti ama eve geldiğimizde yüzü soldu. Aklı çok karışık gibi ve az önce Minho ile beni tersledi, oysaki ikimizde onun için endişeleniyoruz..."

Mingyu iç çekerek gözlerini yere dikti, "Sanırım neden böyle olduğunu biliyorum." Felix şaşkınca aşçıya baktı, "Biliyor musun? Bana da söyler misin?"

"Aslında seninde bildiğini düşünmüştüm, çünkü bay Chris'le oldukça yakın gibi duruyorsunuz." Genç oğlan gözlerini kaçırdı. "Şey...bilmem, öyle denilebilir sanırım."

Night || ChanLix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin