9.

2K 277 191
                                    

Felix dolaptan birkaç giysi aldı ve hızlıca üstünü giyindi. Chan, ona bir yere gideceklerini söylediği için hazırlanıyordu, ama nereye gidecekleri hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Belki de amcasının yanınaydı? Ama öyle olsaydı söylerdi herhalde.

Genç oğlan tamamen hazır olduktan sonra odasından çıktı ve aşağı indi.

Chan, merdivenlerden inen Felix'i süzdü. "Sanırım hazırsın, o zaman artık gidebiliriz."

Nihayet evden çıktıklarında Felix merakla sordu, "Şey...bay Chris-" Ama Chan onun sözünü bölmüştü, "Bana Chan diye hitap etmeni söylemiştim." Neredeyse kasabadaki herkes ona bay chris diye sesleniyordu ve Chan bunu duymaktan cidden bıkmıştı. Bu yüzden Felix'in de ona, aynı şekilde hitap etmesini istemiyordu.

"Affedersin...Chan. Sadece nereye gittiğimizi soracaktım."

"Anlaşılan bir süre daha burada kalacaksın, o yüzden butiğe gidip sana bir şeyler almalıyız diye düşündüm."

"Teşekkür ederim ama-" Chan, parmağını sus işareti yaparak Felix'in dudağına yapıştırdı. Genç oğlan neye uğradığını şaşırarak sustu ve masumca dedektife baktı. Chan, "Böylesi daha iyi." dedikten sonra sırıttı ve yürümeye devam etti. Felix ise hemen arkasından geldi.

Aslında o kıyafetlerle idare edebilirdi, ama Chan yeni kıyafetlere ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Sonuçta burada uzun bir süre kalacaktı, yani makine yapılana kadar. Ama Felix, Chan'a yük olmaktan çok korkuyordu...

"İşte burası." Chan'ın konuşmasıyla, İkiside mağazanın içine girdi ve etrafa göz attılar. Burası oldukça büyük ve biraz kalabalıktı. 

Felix, gözüne çarpan ilk tişörtün yanına koştu. "Vay, bu güzelmiş!" ama bu yazlık bir giysiydi, yani şu anda giymesi pek uygun olmazdı. "Maalesef kış mevsimindeyiz Felix'cim. Üşümek istemiyorsan, daha kalın ve uzun kollu tişörtlere bakabilirsin."

Felix başka bir reyona yöneldi, buradaki kıyafetler kışlıktı. Kısa bir süre etrafa baktı ve kendi tarzında bir şeyler bulmaya çalıştı.

En sonunda seçtiği kıyafetleri kucaklayıp Chan'a gösterdi, "Bunlar nasıl?" diye sordu. "Güzel, istediğini alabilirsin ama önce denesen daha iyi olur."

Felix biraz ilerdeki kabine girdi ve hızlıca giysileri denedi. Üstüne tam oturmuştu ve oldukça hoş duruyordu. Chris'in de görmesi için kabinden çıktı.

"Güzel mi?" Felix sevimlice gülümserken, Chan sessizce onu süzdü ve kafasını salladı. "Evet, güzel olmuş. Bu kombini alalım."

***

Nihayet alışveriş yapmayı bitirmişlerdi. Bir sürü kıyafet aldıkları için elleri poşetlerle doluydu. Felix biraz mahçup hissediyordu, sonuçta bunların parasını tamamen Chris ödemişti... 

İkiside eve doğru yürümeye devam etti. Ta ki Felix, kendisine sertçe çarpan çocuk yüzünden yere düşene kadar. Felix acıyla inlerken, çocuk arkasına bakmadan koşmaya devam etti.

Chan ise çocuğa seslendi, "Hey, dikkat etsene!" poşetleri yere bırakıp, hızlıca Felix'i elinden tutarak kaldırdı ve "İyi misin?" diye sordu. "Evet, iyiyim..." Felix üstünü silkelerken konuştu.

"Nereye kaçtı o velet?!" Chan ve Felix duydukları sesle şaşkınca arkalarına döndü, bu bay Jinyoung'tu ve oldukça sinirli gözüküyordu. "Sakin olun bay Jinyoung. Neden bu kadar sinirlisiniz?" Dedektif şüpheci bir şekilde ihtiyar adama baktı.

"Sakin falan olamam, o velet ekmeklerimi çaldı! Lanet hırsız!" Jisung ve Changbin amcalarını sakinleştirmeye çalışırken, insanlar çoktan toplanmıştı bile. "Amca...biraz abartmıyor musun? Sadece bir ekmek çaldı, belki gerçekten çaresiz olduğu içindi." Jisung endişeli bir şekilde sordu.

"Saçmalama! Benim ekmeklerim en iyisidir, alacaksa mutlaka para ödemeli!"

Chan olaya müdahale etti, "Öncelikle bağırmayı kesin lütfen, insanlar size bakıyor." Jinyoung etrafındaki insanları fark edince yutkundu. "Sana, o velet benden ekmek çaldı diyorum. Sen dedektif değil misin? Onun peşinden gitmen gerekiyordu!"

"Tekrar söylüyorum, sakin olun bay Jinyoung. Olayı yeni öğrendim, direk onun peşinden koşmamı bekleyemezsiniz. Ama endişelenmeyin, bu durumla ilgileneceğim. Zaten saklanacak fazla yeri yok, onu kısa sürede bulurum."

İhtiyar adam iç çekti, "Teşekkürler, ama acele etseniz iyi olur." son sözünü söyledikten sonra, Jisung'la beraber fırına girdi.

Chan ise telsizini çıkarıp Minho'ya seslendi, "Minho, Jinyoung'un fırınında tekrar hırsızlık durumu var, hemen buraya gelmelisin. Tamam." Dedektif yardımcısı çağrıya anında cevap vermişti, "Hemen geliyorum bay Chris! Tamam."

İnsanlar yavaş yavaş dağılmaya başlarken, Felix hala şaşkındı. "Kasabada hırsızlık olayları olduğunu bilmiyordum..."

"Aslında çok sık olmaz, ama yine de olur. Her neyse, benim bu konuyla ilgilenmem gerek. Eve tek başına gitmelisin, üzgünüm."

"Bende sana yardımcı olabilirim!"

"Saçmalama Felix, bu işte tecrübeli değilsin. Ayrıca bacağın kanıyor... Hemen eve git, bayan Irene sana yardımcı olur."

"Ama-"

"Lütfen Felix, sadece eve git ve kendine dikkat et." Chan, sokağın başındaki Minho'yu görür görmez yanına gitti ve genç oğlanı orada bıraktı. Felix suratını asarak dedektifi taklit etti, "Bo işTe tECroBeli DeğİLSon FelİX."

Onu seyreden Changbin seslice güldü, "Senin için endişeleniyor dostum, o yüzden gelmeni istemedi." Genç oğlan göz devirdi, "Daha çok...ona ayak bağı olmamam için söylemiş gibiydi."

"İnan bana, onu senden daha iyi tanıyorum." dedi Changbin ve konuşmaya devam etti, "Neyse, sana yardım etmeme izin ver. O poşetleri tek başına taşıyamazsın, bunun için güçlü bir erkeğe ihtiyacın var." Changbin kollarını kaldırarak kaslarını gösterdi.

Felix onun bu haline gülünce, Changbin'de gülmüştü. "Ciddiyim dostum, bu kaslar herkeste yok!"

Genç olan sevimlice gülümsedi, "Pekala, teşekkür ederim~"

***

"Ow...kötü düşmüş olmalısın." bayan Irene, Felix'in bacağındaki kanı temizlerken konuştu. Felix utanarak cevap verdi, "Evet, biraz..." Irene son olarak yara bandını yapıştırdı, "İşte oldu... Şimdi daha iyi misin?"

"Evet, teşekkür ederim...ama hiç gerek yoktu, kendim halledebilirdi-"

"Endişelenme, bu işte tecrübeliyim. Önceden hemşirelik yapıyordum." Felix, tekrar tecrübe kelimesini duyduğu için iç çekti. "Anladım, teşekkürkler."

"Ne demek." Bayan Irene gülümsedi ve odadan ayrıldı, yapması gereken başka işler vardı. Felix ise oflayarak yatağına uzandı. Chan'a gerçekten yardımcı olmak istemişti, ama o bunu istemiyordu.

Belki de Changbin'in dediği gibi...gerçekten Felix için endişeleniyordu.



~~~

Oylar niye bu kadar azaldı ki...

Oylar niye bu kadar azaldı ki

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Night || ChanLix ✔️Where stories live. Discover now