17.

1.3K 154 276
                                    

Chan derin bir iç çekerek karşısındaki iki gence baktı. Aynı şekilde Minho'da.

Olayı nihayet çözmüşlerdi. Kim Doyeon hem aile baskısından, hemde aşık olduğu çocuk için kendi evinden kaçmıştı. Verdiği ifadeye göre ailesi, Eunwoo ile olan ilişkisini onaylamıyordu ve hatta onunla buluşmaması için evden çıkmasına bile izin vermiyorlardı. Açıkçası kızlarını zengin bir adama vermeyi tercih ederlerdi.

Eunwoo deminden beri tuttuğu eli daha sıkı kavradı ve konuştu, "Doyeon oraya tekrar gidemez, buna izin veremem! Eğer verirsem...onu başka bir adamla evlendirecekler. Hemde tanımadığı biriyle!" 

Genç kız kafasını salladı ve çaresizce dedektife baktı, "Evet, bunun olmasını istemiyorum. Lütfen yardım edin, tanımadığım bir adamla evlenemem..."

Chan tabii ki de onlara yardım edecekti, sonuçta yaptıkları kötü bir şey değildi aksine haklıydılar. "Merak etmeyin, sizi anlıyorum ve yaptığınızın kötü bir şey olduğunu da düşünmüyorum. Ayrıca burada ailenizin iftira attığı gibi bir kaçırılma durumuda yok, Doyeon kendi rızasıyla sizin yanınıza geldi." Chris dudağını ıslattıktan sonra konuşmasına devam etti, "Uzun zamandır birbirinize aşık gibi görünüyorsunuz...fakat Doyeon'un ailesi bunu istemiyor." 

Eunwoo kafasını eğdi, "Maalesef evet...sırf fakir ve öksüz bir adam olduğum için buna izin vermiyorlar, ama elimden geleni yapıyorum! Gerçekten...Doyeon'u çok seviyorum, tüm kalbimle. O benim sahip olduğum tek ve en değerli insan. Beni anlayan, bana sevgi ve saygı gösteren tek kişi..." 

Genç kız, sevgilisinin gözlerinin dolduğunu görünce ona sıkıca sarıldı.

Chan ise sessizce oturmaya ve onlara bakmaya devam etti, ama biraz sessiz kaldıktan sonra tekrar konuştu. "Endişelenmeyin, onlarla konuşup bu durumu halletmeye çalışacağım. Sonuçta Doyeon onların kızları olsa bile, kiminle evlenip evlenmeyeceğine karar veremezler. Bu yüzden bunu sorun etmeyin lütfen, size yardım edeceğim."

Eunwoo ve Doyeon şaşkınlıkla gülümseyerek birbirlerine baktı ve sıkıca sarıldılar. "Çok teşekkürler bay Chris." İkiside saygıyla eğildiğinde Chan ve yardımcısı gülümsedi. Dedektif ayağa kalktı ve elini genç oğlanın omzuna koyarak konuştu. "İçiniz rahat olsun."

Tekrar teşekkür edip sevinçle odadan ayrıldıklarında Chan, koltuğuna oturmuş ve hafifçe gülümsemişti.

Minho deminden beri yaslandığı duvardan ayrıldı ve "Onlara yardım edeceğini biliyordum." dedi. Chris kaşlarını kaldırarak arkadaşına baktı, "Tabii ki edecektim, beni tanıyorsun."

Minho alayla güldü, "Evet ama yine de tereddütte kaldım. Küçüklüğünden beri aşka hiç ilgin olmadığı için...belki anlamazsın diye düşündüm. Hatırlarsan okulda kızların ilgisini hep geri çeviriyordun. Oysaki şu anda bir karın bile olabilirdi, hatta belki çocuğun."

Chan umursamaz bir şekilde sırıttı, "Açıkçası evet, olabilirdi ama ben istemedim. Şu ana kadar ilgimi çeken tek bir kız bile olmadı zaten, ama bu aşkın ne olduğunu bilmediğim anlamına gelmez."

"Haklısın."

Chan masadaki dosyaları çekmecesine yerleştirdiği anda telefon çalmıştı. "Alo? Efendim... Ne? Tamam, hemen geliyorum." Dedektif telefonu kapatıp askılıktan kabanını aldı.

"Bugünlük erken ayrılacağım." dediğinde Minho şaşkınca ona baktı. Chris dünde ofisten erken ayrılmıştı ama en azından onun nedenini biliyordu. Bay Jaeyoon ile Kaliforniya'ya gitme konusunu konuşmuştu.

"Bu sefer neden?" Diye sordu merakla. "Felix hastalanmış... Bayan Irene'de ne yapacağını bilemediği için beni aradı. Doktor çağıracağım."

Night || ChanLix ✔️Where stories live. Discover now