22. Bölüm: "Fark Etmek"

61 4 9
                                    

Uzatmıyorum oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın şimdiden teşekkürler iyi okumalar 😻

Bölüm şarkısı: Yaşlı Amca ~ Yıldızlara bak

22. Bölüm: "Fark Etmek"
"M-Meriç. Geldim sevgilim..."

🍂

Bazı anlar vardır insanın aklına kazınan, hiç unutmadığı. Daha doğrusu unutamadığı... Özel biriyle, birileriyle yaşanan, kaybettiğin, kavuşamadığın veya kavuşamayacağın kişilerin içinde olan anlar. Hiç unutmak istemezsin o anları. Unutmak istemediğin şeyler anlar değildir oysa ki, kişilerdir...

"Biz mi sebep olmuşuz?" Diye sordu şaşkınlıkla Mila Hanım. 

Meriç kolundaki içinde uyuşturucu bulunan serumu söküp attı ve ayaklanıp Mila Hanım'ın karşısına dikildi. "Evet siz. Sen özellikle." diye bağırdı. "Senin derdin babanla değil, benimle. Ne istiyorsun bende?"

"Benim derdim o gece o odada olan herkesle, bir zamanlar kardeşim dediğim adam dahil." Sonra kahkaha attı Meriç. "Kendinizi bu kadar önemli sanmayın Mila Hanım. Kimse ne sizi ne de sizin siktiri boktan soyadınızı takıyor." Diye devam ettiğinde Levent Bey iyice sinirlenmişti.

"Meriç, dediklerine dikkat et. Karşındaki kişi-"

"Karşımdaki kişi bu yaşadıklarımızın sebebi." Larin'in ölmesinin sebebi diye geçirdi Meriç.

"Ben miyim sebebi?" diye sordu şaşkınlıkla Mila Hanım. Herkesin sinirleri gergindi. Aynı şekilde sesleri yüksekti. "Evet sizsiniz." Diye bağırdığında Meriç'in boğazları acımıştı fakat umursamamıştı.

"Doğru, onun üzerine iddiaya girende bendim zaten." Diye yanıtladı Mila Hanım. Sesinde ağır kinaye vardı. 

"Yalnız dikkatinizi çekerim, Larin iddiayı öğrendiğinde siz onu evden kovuyordunuz. Nerede kalacağını umursamadan." Mila Hanım bunu bilmiyordu. ve duyduğunda şaşkınlık ele geçirdi. Bu bilgiyi bilmiyordu. "Hastalıklarını bile daha bir hafta önce öğrendin. Gelip bana ahkam kesemesin sen. Kurduğun oyun omuzlarına ağırlık oldu diye gelip suçu bana atamazsın!" Dedikten sonra Meriç'in gözü Mila Hanım'ın arkasında, camın önünde bir yere takıldı. "L-Larin, geldin?" Diye fısıldadı Meriç. Oysa imkansızdı bu. Larin gelemezdi çünkü toprağın altındaki bedeninin son halini Türkiye'nin yüzde yetmiş beşi görmüştü, o dışında.

"M-Meriç." Diye fısıldadı Larin ona doğru. "Geldim sevgilim." O sırda hem Levent Bey hem de Mila Hanım arkaya, Meriç'in baktığı yere bakıyordu. "Ama gitmem de gerek."

"Gitme." diye fısıldadı Meriç ihtiyaçla. "Bırakma beni." Dedi ona doğru adım atarak.

"Dur. Hareket etme." dedi Larin hemen. 

"Neden, izin ver geleyim." Dediğinde başını iki yana salladı Larin. "İhtiyacım var." Dedi dolu gözleriyle. "Meriç orada kimse yok." Dedi Mila Hanım ağlayan bir sesle. "Sus!" 

Meriç bu anı kimsenin bozmasını istemiyordu. Buna konuştuğu kızın annesi dahil.

"Meriç yanıma gelmen gerek. Yalnızım." 

"Geleyim." Deyip bir adım atacakken Meriç, Larin hemen durdurdu onu. "Hayır öyle değil!" Diye bağırdı Larin. "Nasıl?" Larin gözleriyle serum şişesini gösterdi. Meriç arkasına dönüp şişeye baktı ardından bir şey demeden odadan çıkıp hemşireyi çağırdı. 

Her şeyden habersiz hemşire Meriç'in elini alıp elinden damar yolu açtı ve odadan çıktı. Meriç o sırada gözlerini Larin'den ayırmıyordu. Larin gülümsedi ve birden gözlerden kayboldu. Meriç birden etrafına baktı ardından babasına döndü. "Nerede?"

"Geç Kaldın"Where stories live. Discover now