8. Bölüm: "Yeni Kız"

81 11 105
                                    

Selamlaarrr canlarım, yine ben geldim. Jshsjdbsjshdjdh. Eğer gün sistemi değişmediyse bugün ya Pazar ya da Çarşamba. Erkenden yazıyorum da :)

Uzatmadan bölüme geçiyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın şimdiden teşekkürler iyi okumalar 🥰🥺

Bölüm şarkısı: Bağzıları~ Zaten kırılmış bir kızsın

8. Bölüm: "Yeni Kız"
"Beni üstü kapalı bir şekilde reddettikten saatler sonra elalemin herifiyle birbirinize gülüyordunuz."

🍂

Bazı duygular geç anlaşılır. Arkadaşa anlatırken, o konu hakkında konuşurken veya o kişiyi görünce... O duygulardan biri de Aşktır. Bir insana ortalama iki dakika yeter, aşık olması için. Fakat geç anlaşılır bir duygudur ya, bir olay olmalı anlamak için.

"Çınar sen ne kadar hanımcı çıktın ya, arkadaşımla konuşamıyoruz senin yüzunden. Resmen ele geçirdin." Dedim kahkaha atarak. Teneffüsteydik ve Çınar, Gizem ve ben kantinde oturmuş kahve içiyorduk. Çınar gülüp başını iki yana sallamıştı. "Abart istesen. Aynı sınıftasınız siz illaki konuşuyorsunuzdur."

"Aaa kavga etmeyin benim için." Dedi Gizem ego kokan bir sesle.

Gizem'e olanları anlattığım da baya şaşırmıştı ve ardından Meriç'ten hoşlandığımı iddia etmişti, onunda benden. Ortada bir şey yoktu, yani ne evet ne hayır. Kesin bir şey yoktu. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki Meriç gün boyu benimle konuşmamış yanlarına gittiğimde bir şekilde yanımızdan gitmişti. Sohbet kurmaya çalıştığımda ise kestirip atıyordu. Hoşlanmak buysa birbirimizden kesin hoşlanıyorduk (!).

"Aaa, Meriç'in yanındaki kız kim?" Çınar'ın sorusuyla Gizem onu cimcirirken ben gülerek kantin kapısına bakmıştım. Yanında daha önce hiç görmediğim bir kız vardı. Hem çekingen hemde utangaç fakat agresif bir kıza benziyordu. Birden ruh halim nötr bir hale döndüğünde kimse daha demin gülen kişinin ben olduğumu kanıtlayamazdı. Sanki içime başka biri girmişti.

"Yenilerden, Ayça Şahin. Babasının işi yüzünden gelmiş. Sanırım Antalya'dan gelmiş." Gizem'e delici bakışlarımı attığımda susup dudaklarına fermuar çekti.

Kantindekilerin gözü ben, Meriç ve adının Ayça olduğunu öğrendiğim kız arasında mekik dokuyordu. İki gün önce okul ortasında beni öpen birinin şu an yeni gelen birinin yanında dolaşmasına şaşırıyorlardı.

İkisini de süzdüğüm sırada gözlerim Meriç'in gözleriyle kesişti. Başımı "yazık" der gibi iki yana salladım. Ve önüme dönüp kahveyi elime alıp ayaklandım. "Sınıftayım." Deyip düz bir ifadeyle ayaklandım.

Sıcak kahveyi yudumlayarak ilerlediğim yolda önüme bakmadan ve sinirli yürüyordum. Neye sinirliydim bilmiyordum. Fakat benimle konuşmamasının sebebi bu kızdı sanırım. Bir şey olmuş olmalı ki benimle konuşmuyor.

Meriç'e karşı bir şey hissedoyor muydum? Bilmiyorun fakat aramızda bir bağ olduğunu benim kadar o da biliyordu. Daha 3 haftadır yakınsınız. Göz devirdim. 3 haftadır yakın olmam onunla ilişki yaşayamayacağım anlamına gelmiyordu. Ayriyetten bize bir isim koymadan direkt başka biriyle görünmesi beni etkilediği kadar onu da etkilemişti.

Birinin kolumu çekmesiyle sıcak kahve tamamıyla elime dökülmüştü ve yanıyordum. Kolumu çekmeye çalışsamda sımsıkı tutup gitmeme izin vermiyordu. Başımı kaldırıp baktığımda Yaman olduğunu gördüm. "Elim yanıyor, bırak elimi!" Dedim elimi çekiştirerek.

"Kim o?" Dedi tehdit edercesine. "Niye birbirinize öyle bakıyordunuz? Seni mi seviyor?" Elini gittikçe sıkılaştırıyordu. "Cevap versene!"

"Hemen kolumu bırakıp siktir olup gidiyorsun. Hemen!" Daha fazla sıkmıştı. "Bana cevap ver Larin." Dedi sesini yükselterek.

"Geç Kaldın"Where stories live. Discover now