19. Bölüm: "İlk Sorgu"

73 6 18
                                    

Yeni bölümle geldim kankalar. Valla çok değişik bir şekilde devam ediyoruz dhsbjBss. Umarım beğrnirsiniz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın şimdiden teşekkürler 😻❤

Bölüm şarkısı: Teoman~ Kupa Kızı ve Sinek Valesi

19. Bölüm: "İlk Sorgu"
"Ölmek mi istiyorsun?"

🍂

Bir ses doldurur kulakları, ilk önce ezan sanar yanılırsın. Beklediğinin aksine seladır o. Düşünürsün "kim öldü acaba" diye. Belki ölen için birkaç dua edersin. Sonra da umursamayıp devam edersin.

Bir ses doldurdu herkesin kulağını. On kişi hissetti omuzundaki tabutun ağırlığını, on kişi o an anladı birinin öldüğünü.

Uzun yokuşlu yolu, omuzlarındaki tabutla çıkarken kimsenin ağzından tek bir kelime çıkmıyordu, ağlama sesleri dışında...

Var oluş, büyüyüş ve yok oluş diye düşündü amir. Üç kelimeyle yaşamın özetini geçmişti.

Herkes siyah giyinmiş, mezarın olduğu yamaca gelmişti. Amir Murat yamacın etrafına baktı. Görünen denize, yanda duran kocaman ağaca. Etrafta bir tane bile mezar yokken neden buraya yapılmıştı Larin'in mezarı, neden aile mezarlığına değil de buraya gömülüyordu?

Tabutu yere koydular, kapağı açıp içerisinde kefene sarılı olan genç kızı çıkardılar. Ve dikkatle açılan mezara koydular.

Amir Murat o an herkesin tepkilerini izledi. Kadınlar ağlarken, erkekler yutkundu. Biri dışında. Gözlerini yummuş nefes almakta zorlanan ve elleri titreyen bir çocuk. Elleri nefes almak için boynuna gittiğinde o çocuğun, kızın sevgilisi olduğunu anladı Murat.

Titreyen elleriyle eline aldı küreği Meriç. Bedenen orada sevdiği kızı gömüyordu fakat ruhen neredeydi kendisi bile bilmiyordu. Canı acıyordu, daha bir hafta önce birlikteydiler. Şimdi burada onu gömmek onun canını çok acıtıyordu.

Amir Murat dikkatle Meriç'i izliyordu. Titreyen elleriyle gömerken gözünden yaş düşmüştü. Bir süre sonra gömme işlemi bitmeden küreği yana fırlattı ve kenara çekildi.

Mezardan uzaklaşırken Murat da peşinden gitti. Meriç daha demin omuzunda sevdiği kızın tabutuyla çıktığı yokuşu kendisi geri indi ve bulduğu ilk ağaca yaslanıp sigara yaknaya çalışı kendisine. Murat yanına yaklaştı genç adamın ve kendi çakmağıyla yaktı sigarayı.

"Sevgilini yukarıda yanlız bıraktın?" Dedi sorar gibi. Karşısındaki adam kötü bir haldeydi. Günlerdir uyumadığıysa gözaltındaki mor halkalardan belliydi.

"Bende yanlızım, o da beni yanlız bıraktı." Dedi buz gibi soğuk bir sesle. "Onun yerine ben ölmeliydim." Dedi sonra.

"Ne olduğunu sormalı mıyım?" Dedi Amir meraklı bir tonda. Genç adamın öldürücü, sert bakışları amire döndü. "Sorguya cenazeden sonra alınacağımızı sanıyordum."

Amir şaşırdı fakat bu şaşkınlığını başarılı bir şekilde sakladı. "Dertleşmek maksatlı buradayım." Dedi.

Genç adam umursamadı. Sigarasından derin bir nefes çekti. "Beni öldürseniz tutuklanırsınız dimi?"

"Ölmek mi istiyorsun?" Diye sordu saşkınca Murat.

"Yaşama sebebim elimden alınmış gibi hissediyorum. Aynı zamanda da kendimi öldüremeyecek kadar korkak."

"Ben bunu korkaklıktan ziyade cesur bir haraket olarak görüyorum." Dedi Murat. "Bak çocuk, şu an bunu sana bir polis olarak değil bir büyüğün olarak söylüyorum. Bir insan yaşadığı şeylere rağmen kendini öldürmüyorsa bu korkaklık değil cesur olmaktır. Asıl korkaklık kendini öldürmesi olur."

"Geç Kaldın"Where stories live. Discover now