14. Bölüm: "Düğün"

71 8 32
                                    

Düğün bölümünü saldım valla, bölüm sonu küfür edersiniz tşk

Hadi iyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın şimdiden teşekkürler ❤😉

Bölüm şarkısı: Fikret Kızılok~ Bu Kalp Seni Unutur Mu?

14. Bölüm: "Düğün"
"Kalbimin kapısını aralamayı başarabilen bir kadına da en güzel hediyem kalbim olur muhtemelen."

🍂

/2 gün sonra, Düğün günü/

Aynadaki halime baktım. Kırmızı elbiseli, beyaz topuklu ayakkabı ve çantalı bir kız. Sarı saçları hafif dalgalı yüzünde hafif bir makyaj. Elbisem -daha doğrusu Meriç'in ablasının elbisesi- üzerime tam oturmuştu. İnce işlemeli olan bu elbise gerçekten çok şıktı.

"Çok güzel olmuşsun kızım." Annemin sesiyle ona döndüm. Sade beyaz gelinliğiyle çok güzel duruyordu. "Sende, anne."

"Larin, gel konuşalım biraz." Biz annemle bu seneye kadar oturup konuşmamıştık bile. Belki insanlar değişiyordur. Belki hayatımıza giren bir kişi, bizi hepten değiştiriyordur.

Beraber odadaki yatağa oturduğumuzda annem elimi tuttu. "Sana güzel bir anne olamadım." Derin bir nefes aldı. "Almam gereken sorumlulukları almadım. Bilmiyordum. Anne olmayı bilmiyordum. Sadece para versem yeter sanıyordum." Yutkundum. "Baban bizi sen çok küçükken terk etti. Elimde kaldın sen benim. Dördüncü sınıfa gidiyordun sen. Ben, ben ne yapacağımı bilmiyordum. Ama artık yanındayım." Ağlamamak için gözlerini kırpıştırdı. "Biliyorum, biraz geç kaldım. Sana annelik yapmak için geç kaldım. Ama telafi edeceğim." Ben o an 7 yıl sonra ilk defa anneme sarıldım. Çünkü hissettim. Annemin bana mahçup olduğunu hissettim. "Özür dilerim kızım."

Evet insan değişirdi, etrafındakilere göre değişirdi.

"Teşekkür ederim. Anne." Diye fısıldadım. Ve kapı çaldı. "Hazırsanız çıkalım mı Gelin Hanım?" Annem başını sallayınca görevli annemin koluna girip Damat Bey'in yani Levent Abi'nin yanına götürdü. Onlar çıkmadan önce Meriç'le birlikte salonda olmamız gerekiyordu.

Geçen ki masaj hala aklıma takılıyordu. Kim yazmıştı? Hangi yangındı? Kimin haberi var mıydı? Levent Abi ne alakaydı? Fakat bunlara cevap alabileceğimi sanmıyordum.

Düğün bir otelde yapılıyordu. En alt kattaki bir salon bugünkü düğün için kapatılmış ve her yere koruma yerleştirilmişti. Gereksiz fazlalıkta!

Odamın kapısı çalınıp içeri biri girince tekrar kapıya döndüm. "Küçük, hadi geç kalacağı-" Meriç kapının önünde kalakalmış bana bakıyordu. Evet, elbiseyi ilk defa üzerimde görüyordu. Aynı benim gibi.

O gece balkonda Meriç'e neden korktuğumu anlatmamış kendimi yiyip bitirmiştim. Fakat Meriç beni fazla zorlamamış benimle yıldızları izlemişti. Ağlamama takılmamış her seferinde gözümden akan yaşları silmişti.

"Larin sen çok, çok güzel olmuşsun." Dedi inanamayarak. Yanıma yaklaştırdı ve beni elimden tutup döndürdü. Beni baştan aşağı süzdükten sonra gözleri en son gözlerimde durdu. "Çok güzelsin."

"Sende çok şıksın." Dedim kravatını düzeltirken. Güldü. Koluna girdiğimde yürümeye başladık.

Salona geldiğimizde annemler daha gelmemişti. Etraf çok kalabalıktı. Salona Meriç'le girdiğimi gören teyzemlerin iğneleyici bakışlarına karşılık gülümseyip bizim masaya doğru ilerledim.

🍂

"Siz Mila Eroğlu, Levent Yalçınkaya'yı hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

"Geç Kaldın"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin