3. Bölüm: "Kamp"

158 19 222
                                    

Heyyooo, ben geldimsss

Eee 3. bölümle geldim. Çok uzatmayayım bence ehehehehe..

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın şimdiden teşekkürler iyi okumalar 🙈❤

Bölüm şarkısı: Canozan/ Damla Eker~ Öyle Kolay Aşık Olamam

3. Bölüm: "Kamp"
"Bazı şeyleri sormaman gerekir."

🍂

/2 gün sonra/

"Voleybol kadrosu tam, basketbol kadrosunu sayıyorum. Arda burada, Çınar burada, Meriç?" Deyip etrafa bakındı Eda Hoca. "Meriç nerede?" Hala daha gelmemişti. Çınar bir şey söylemek için ayaklandığında söze ben girdim. "Yoldaymış hocam, yol çalışması varmış." Dediğimde Eda Hoca başını salladı. "Pekala, hızlı olsun." Dediğinde başımı sallayıp otobüten indim.

Telefonumu çıkartıp Meriç'i aradım. Telefonu üçüncü çalışında açtı. "Neredesin?" Dedim sinirle. "Hemen gel, seni bekliyoruz."

"Geliyorum, 2 dakikaya oradayım." Dediğinde onu onaylayıp telefonu kapattım. Sonra otobüse bindim. Eda Hoca bana döndü. "Nerdeymiş?"

"İki dakikaya geliyormuş hocam." Dediğimde başını salladı. Gizem'in yanına geçtiğimde çok heycanlıydım. "Ay çok heycanlıyım."

"Belli oluyor o." Deyip güldü. Bende gülümsediğimde Meriç içeri girmişti. Hocalara geldiğini belli edip arkaya Çınar'ın yanına gitti.

Otobüs haraket etmeye başlayınca Erdem Hoca ayağa kalkıp açıklama yapmaya başladı. "Arkadaşlar ortalama üç buçuk saatlik bir yolculuğumuz olacak, aracı kirletmemeye özen gösterin lütfen. Otel Bursa'da bungalov otel, biliyorsunuzdur zaten. Bir sorununuz olursa Eda Hoca'nız, ben, Meriç veya Larin'e sorabilirsiniz. İyi yolculuklar." Deyip yerine oturdu.

Her sene yapılan bir gezi olsa da her sene de ayrı heycanlanıyordum. Motivasyon kampları bence çok eğlenceli geçiyordu ve kafa dağıtıyordu. Ayrıca işe de yarıyordu.

Gizem izlememiz için Ölmek için 13 sebep açınca dizi hakkında konuşmaya başladık. "Ben de aynısını yapardım valla. Ölmeden önce, beni intihara sürükleyen kişilere kaset veya mektup bırakırdım. Başta annem olmak üzere." Deyip güldüm.

Gizem "Öyle cümleler kuruyorsun ki, seni tanımasam intihara meyilli sanacağım." Dediğinde göz devirdim. "Yanlız Justin çok iyi değil mi?" Diye sordu. Başımı salladım. Haklıydı. Çok yakışıklıydı.

Anneme kampa gideceğimi söylediğimde her zamanki gibi takmadı ve gönderdi. Muhtemelen şu an sevgilsiyle gezip tozuyordur.

Bir saatlik yolculuk sonucunda mola verdiğimizde birkaç kişi tuvalete gitti. Birkaçı ise markete. Gizem de markete gidenler arasındaydı. Sabahtan beri bir şey yemediğim ve yemek istemediğim için ne tuvaletim vardı ne de marketten bir şey alma ihtiyacım. Otobüsün orada bir banka oturmuş bir şeyler düşünürken yanımda bir haraketlilik hissettim.

Sağıma döndüğümde Yiğit'i gördüm. "Larin ben özür dilerim." Bu haline göz devirip Yiğit'e döndüm. "Yiğit, senden bana tokat atmanı isteyen bendim. Benden kaçmana veya özür dilemene gerek yok. Ama kimseye söyleme bu olayı." Dediğimde Yiğit üzülerek gözlerime baktı. "Söylemem. Benden neden böyle bir şey istedin?"

"Geç Kaldın"Kde žijí příběhy. Začni objevovat