69.BÖLÜM "AİLE"

En başından başla
                                    

"Öykü ve Çağan buraya geleceklermiş. Dünden sonra çok endişelendiler tabii. Çağan iki gün sonra, Öykü yarın geliyor."

Kuvars ellerimi okuduktan sonra dudaklarını birbirine bastırdı, nedense gitmek istemediğini söyleyecek sandım ama onun yerine sadece beni onayladı. "İyi olur, burada yalnız kalma, hep ben olamam."

Başımı salladım. Hüzünle gölgelendi gözlerim. "Doğru, sonuçta bir mecburiyetim senin için."

"Cemre!"

Çatık kaşlarımla kızarmış ekmeklere uzandım. Ekmeği titreyen ellerimle kenara koydum. "Burada kalmak zorunda değilsin, ben kendi başımın çaresine bakabilirim, eğer bu kadar zor olacaksa senin için."

"Zor olduğu falan yok, saçma sapan konuşma. Seni burada bırakıp hiçbir yere gidemem."

Başımı kaldırdım hızla. Kuvars hemen düzeltti cümlesini.

"Yani, bu hırsızlık olayı netleşene kadar."

Yine hüzünle başımı salladım.

"Okuldan kaçta çıkıyorsun?" diye sordu.

"Yedi gibi."

"Tamam," dedi Kuvars. "Ben gelip seni alırım."

"Sana zahmet olmasın, otobüsle geliyorum ben."

"Zahmet falan olduğu yok. Gelirim, seni alırım, beraber eve geçeriz."

Başımı salladım.

O kahvaltısını yaptıktan sonra bana döndü yeniden ve gözlerimiz buluştu. "Ellerine sağlık."

"Afiyet olsun."

"Akşam istediğin bir şey var mı? Gelirken getireyim."

Olumsuz anlamda başımı salladım. "Yok, seni bekliyorum."

Kuvars uzun uzun gözlerime baktı. "Sonradan aklına bir şey gelirse yaz bana. Ne olur ne olmaz, evde tek olma. Erken biterse işin beni ara."

Başımı salladım yine.

O çayını içip şoföründen kıyafetlerini almak için çalan kapıya ilerlerken bende kahvaltıdan kalktım ve odadaki hazırlamış olduğum çantama telefonumu ve şarj cihazımı yerleştirip tekrar salona geldim. Kuvars'ta hazırlanıp her zaman üzerinde mükemmel duran, siyah takım elbiselerinden birini giyip benimle beraber dışarı geldi. Beni okula kendisi arabasıyla bırakırken onunla ayrılacak olmaktan dolayı üzgün ona döndüm.

"Akşam görüşürüz." Bir cesaret eğildim ve hemen yanağına dudaklarımı bastırdım. Kuvars öylece kalakaldı ama geri çekilmedi. Sertçe yutkundu, âdemelması belirginleşti, ondan ayrıldığımda bakışları dudaklarıma çakılı kalmıştı.

"Görüşürüz."

Arabadan zorlukla inip onu arkamda bırakırken güvenlik kapısından kartımı okutup gülümseyerek okuldan içeri girdim. Bir an için yaşananlar hiç yaşanmasaydı ve biz evlenseydik, bu şekilde mi bir hayatımız olurdu diye düşünmeden edemiyordum.

***

Sınıftaki herkes yarın gece dönem sonu nedeniyle düzenlenecek olan törenden ve hemen ondan sonraki gün düzenlenecek olan balodan bahsediyordu, törene veliler de gelecekti, bu yüzden gidip gitmemek konusunda kararsız olsam da baloya gitmeye sıcak bakıyordum. Tüm arkadaşlarım telaşla ne giyeceklerini konuşuyorlardı. Bense tüm bu hengamenin arasında sadece Kuvars'ı düşünüp duruyordum.

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin