Final Pt. 3: İkinci Sınıfın Sonu

246 23 9
                                    

Piknikten bir hafta sonra sınavlar başlamıştı. İkinci dönemin ilk sınavlarıydı ve sınav haftası bittiğinde aralarında en yüksek notlara sahip olan Baekhyun'du. "Baş karakter olduğum için çalışmasam bile en başarılı ben olacaktım!" dedi Baekhyun, kibirle. "Sizleri görelim." 

Chanyeol'ün tıpkı geçen dönemki gibi düşük olan notları Baekhyun'un kaş çatmasına sebep olmuştu. Onun tepkisinden korkan Chanyeol, sandalyeye sinmişti. Sonraki sınavlara daha bir ay olduğunu söyleyen Baekhyun "Seni üçüncü sınıfa geçireceğim." dedi. "Sınıf geçmek için gereken ortalamaya yakınsın."

"Nasıl geçireceksin?" dedi Sehun alayla. "Bugünden sonra Chanyeol'ü eğitim kampına alıyorum." dedi Baekhyun ve dediğini de gerçekleştirdi. O anın sonraki gününden itibaren her gün çıkışta Baekhyun, Chanyeol'ü kulüp odasına hapsetti ve ona ders anlatıp test çözdürmeye başladı. Bir keresinde odaya giren Kyungsoo, Chanyeol'ün ağlayarak parmaklarıyla hesaplama yaptığını görmüştü. Baekhyun da öfkeyle başında dikilerek ona "CHANYEOL! BİN DÖRT YÜZ KIRK İKİ ARTI ÜÇ YÜZ YETMİŞ SEKİZ KAÇ EDER?" diye ısrarla soruyordu. "Hesaplamaya çalışıyorum!" diyen Chanyeol burnunu çekerek ona parmaklarını gösteriyordu. Bir gün ondan kaçmaya çalışan Chanyeol, tabii ki de Baekhyun tarafından hemen yakalandı. Yanında Sehun ve Johnny'i koruması olarak getirmiş olan çocuk onu zorla üçüncü kata sürüklettirmiş, Chanyeol'ün canı için yalvarmalarını hiçe saymıştı.

"Chanyeol'ün üstüne çok gidiyorsun." demişti Junmyeon. Bunu düşünen Baekhyun, ertesi gün Chanyeol'e ödül ceza taktiğini uygulamaya başlamıştı. Cezadan korkan Chanyeol, Baekhyun'dan öpücük ve abur cubur ödülleri almak için çabalamaya başladı.

İkinci sınavlara az kala, dedektifler o seneki son vakalarını çözdüler. Bu "dava" dışarıdan değil, tam da içlerinden birinin çözülmesi gereken bir davasıydı. Bu kişi de tabii ki Oh Sehun'dan başkası değildi. İlk disipline gittiğinde uyarı cezası almış olan Sehun, bu sefer ya okuldan atılacak ya da eğer atılıp siciline işlemesini istemiyorsa okul değiştirecekti.

Olay şuydu: Sehun, derste sessizce sakızını çiğniyordu. Sadece ağzını oynatarak not alan Sehun, bir anda malum matematik öğretmeni tarafından azarlanınca şaşırmıştı. "Saygısız! O sakızı at!" demişti matematik öğretmeni. Sehun "Ama rahatsız edecek şekilde çiğnemiyorum? Sakızla saygının ilişkisini anlamış değilim."

Daha da sinirlenen matematik öğretmeni "Ben çiğniyor muyum? Yemek bile yemiyorum, yanıma kahveden başka bir şey almıyorum!" diye kükremişti. "Size de vereyim mi?" diye cebinden sakız paketi çıkaran Sehun kahveye kısaca bakıp "Biz kahve içince köpürüyorsunuz." diye de eklemişti.

"Ya dışarı çık ya da o sakızı at!" diye bağırdı matematik öğretmeni. Sakız paketini cebine koyan Sehun, ayağa kalktı. Sınıfın bakışları eşliğinde kapının yanında duran çöp kovasına ilerledi. Öğretmen, sert bakışlarıyla onu izlerken Sehun, kapıyı açtı ve "İyi dersler" diyerek kapıyı ardından nazikçe kapatarak çıktı. Tüm sınıf arkasından hayretle bakakalmış, bazıları gülmelerini zor bastırmış, bazıları da bakışlarıyla birbirine etkilendiklerini belli etmişti. Matematik öğretmeni onun hakkında ne kadar saygısız olduğu hakkında beş dakika boyunca söylev verirken sınıfın yağcı kesimi adamı onaylamıştı ama tabii ki Sehun'un yaptığından onlar da bir hayli etkilenmişti.

Sanki öteki dersler çuvala girmiş gibi sonraki ders de matematikti ve Sehun, derse girmek yerine kulüp odasında rahat rahat sakızını çiğnemiş, derse girmesi için onu arayan arkadaşlarını yanıtlamamıştı. Kulüp odasının kapısını da kilitlemişti ki onu bulamasınlar. 

Tabii ki kaderinden kaçamayan ve kaçmayı da tercih etmeyen Sehun, teneffüste matematik öğretmeniyle karşılaşmıştı. Sakızı hâlâ ağzında olan Sehun, öğretmen onu yanına çağırırken sakızını yutmuştu. Çok da ileri gitmeye gerek yoktu fakat onu ileri gitmeye matematik öğretmeninin attığı tokat ve devamında gelen azarı zorlamıştı. Sinirlenen Sehun, öğretmene sesini yükselterek "Saygı diye başımın etini yiyip durduğunuz şey sizin statünüzden gelen egodan başka bir şey değil!" diye bağırmıştı. Matematik öğretmeni şaşırmış, karşılık vermek için ağzını açarken "Tek yaptığınız bize zorbalık başka bir şey değil! Bana benden daha üstün olduğunuza dair kanıt gösterin! Gösteremezsiniz! Bizi insan yerine koyduğunuz zaman size saygı göstermemi bir daha isteyin!" Ve Sehun, koridorda onu izleyip fısıldaşan gözler eşliğinde adama omuz atıp ("OMUZ ATTI!") geçip gitmişti. 

Jun's Bureau of Investigation (ChanBaek) Where stories live. Discover now