Yeni Üyeler Pt. 6: Sırdaş

124 22 8
                                    

Baekhyun kafasını sıraya koymuş, camdan dışarıyı sessizce izliyordu. O sırada 2-1 sınıfının önünden geçmekte olan Junmyeon ve Jongdae, Junmyeon'un durmasıyla kapının önünde durup içeriye bakmaktaydılar. "Onun neyi var?" dedi Jongdae.

"Pazartesiden beri böyle." dedi Junmyeon. "Pek bir şey söylemedi ama sanırım Chanyeol'le kavga etmişler."

"Dört gündür orada öyle yatıyor mu?"

"Orada yatıyor, bahçede içli içli dolanıyor, kulüp odasında boş boş masaya bakıyor. Neyin var diye sorduğumuzdaysa garip garip cevaplar veriyor."

"Ne gibi garip?"

"Bu sabah ona iyi misin diye sorduğumuzda tavukların dinozor olduğunu söyledi. Hayatımda duyduğum en saçma şey."

"Ama tavuklar gerçekten dinozorların akrabası." dedi Jongdae. "Dinozorların pulları değil tüyleri vardı."

"Sen dinozorları gördün mü?" diye ona çıkıştı Junmyeon. "Sen gördün mü ki pulları olduğuna bu kadar eminsin?" dedi Jongdae. "Yanına gidelim mi?"

"Yine saçma şeyler söyleyecektir. Yalnız kalmak istediği için fazla yanaşmıyoruz ama endişelenmiyor değilim." dedi Junmyeon sonra da Jongdae'nin bileğinden nazikçe tutarak "Gel, kantine gidelim." dedi.

Jaehyun, uzanıp dışarıyı izlemekte olan Baekhyun'un yanına gelip onu nazikçe dürttü. Baekhyun kafasını kaldırıp Jaehyun'la karşılaşınca oflayarak kafasını yeniden sıraya koydu. "Baekhyun?" diye seslendi Jaehyun.

"Ne oldu?"

"Sırayı biraz öne çeker misin? Arkada sıkıştık." Baekhyun ona öfkeyle bir bakış attıktan sonra masasını ve sandalyesini öne çekip yeniden uzandı. Chanyeol'le tartışmalarından sonra çocuk ona gece mesaj atmıştı. Baekhyun hâlâ sinirli olduğu için konuşma yine tartışmaya çekilmiş ve gerçekten ayrılmışlardı. O geceden beri Baekhyun kendini çok mutsuz hissedip duruyordu. Chanyeol bir an bile aklından çıkmıyor, onunla geçirdiği vakitleri düşünüp kendini daha da üzüyordu. Annesine ise hâlâ Junmyeon'un konusunu açmamıştı çünkü nasıl soracağını, nasıl isteyeceğini bilmiyordu. Bir arkadaş için fazla mı ileri gidiyordu gerçekten? Bir sene sonra onunla hâlâ konuşacağı ne malumdu ya da sonraki ay? Baekhyun böyle düşündüğü için kendini daha da kötü hissederken buluyordu. Belki sonsuza kadar arkadaş kalmayacaklardı ama bu, ona sırt çevirmek için bir neden değildi. Neden onu ölüme terk etsindi ki? Junmyeon bunu hak etmiyordu. Baekhyun bir anda gaza gelip ayaklandı ve annesiyle konuşma kararı aldı. Sonra okulda olduğunu fark edince gazı geldiği gibi uçtu gitti. Sırasına geri oturmak yerine sınıftan çıktı ve nereye gideceğini bilemedi. Ayakları onu kendiliğinden üçüncü kattaki kulüp odasına götürdü. Odanın kapısına bakarken aklında yine Chanyeol dolanıyordu. Onunla geçen dönem burada az daha öpüşeceklerdi sonra Sehun onları bölmüştü.

Odanın kapısını açıp içeri girince Sehun'un iki fotoğraf önünde tütsü yakmış dua ettiğini gördü. Duvara astığı fotoğrafların altında iki tane de mum yanıyordu. "Ne yapıyorsun?" dedi Baekhyun, kapıyı ardından kaparken. Masanın arkasındaki duvara dönük duran Sehun onu susturup duasına devam etti. Yanına gidip duvarda asılı duran fotoğraflara bakan Baekhyun, solda Lee Min Ho, sağda da Park Shin Hye'nin fotoğrafı olduğunu gördü.

"Bunlar- sen dizilerini mi izledin?" dedi Baekhyun tahammül edemeyen bir sesle. Sehun kafasını salladı. "Gerçek bir çift olmaları için dua ediyorum." dedi.

"Kafana sokayım senin." dedi Baekhyun ve kapıya gitmek üzereyken Sehun onu kolundan yakalayıp "Sen de dua et." dedi. Kolunu tutan ele bakan Baekhyun, tekrar Chanyeol'ü hatırladı.

Jun's Bureau of Investigation (ChanBaek) Where stories live. Discover now