Sister // ONEUS OC ✔️

12.3

Seoho dehşetle döndü, şakanın tadı kaçıyordu!

"Ne?" dedi zoraki.

Başını kaldıramaz, gözünün içine bakamazdın. İnledin acı içinde.

"Özür dilerim"

"Şakanı kaka yapıyor, sonra özür diliyorsun!" dedi sinirlenerek.

Başını kaldırıp gözlerin dolu dolu baktın ona, sustu şaşkınca.

"Ben seni iki yaşındaydın sevdim" diye itiraf ettin. Youngjo şoka girdi,

Hwanwoong onun elini tuttu teselli için.

"Bu ne demek?" diye şaşırdı Seoho, "Sen de mi ilk görüşte? Sen mi ilk sevendin yani?"

Gülümsedin bir damla yaş yüzünden süzülürken. Seoho seni ağlarken ilk defa görüyordu, elini çekip yanağına koydu. Yavaşça sildi yaşı, gülümsedi.

"Şu an gülümsüyorum ama kalbim patlıyor" dedi şefkat dolu bir sesle, "İnanamıyorum, rüya bu!"

"ÖPÜŞÜN!" diye bağırdı Keonhee.

Güldün ona sertçe bakıp döndükten sonra. Ellerini tutup gülümsedi.

"Seni çok seviyorum Mina, ömrüm boyunca da tek sen olacaksın" dedi.

Bloom sinirle yumruğunu sıktı. Gunhak ise awww diye elini çenesine koymuş gülümsüyor, onu görmüyordu.

"Senden yorum alalım lido?" dedi Dongju, "Ablam ile abim evlensin mi?"

Youngjo gülümsedi zoraki.

"Tek arkadaşım kardeşime yazıyormuş. Bu biraz koydu"

Hwanwoong gözlerini kaçırdı. Youngjo'ya güldü Keonhee.

"Biz de arkadaşınız aslında ama?" dedi.

"Sizi ilk bulan Mina, ben size eklendim. Saymam" dedi Youngjo siz aşk kuşlarına bakarken.

Hwanwoong başını önüne eğdi, kahvesiyle bakıştı. Bu sahneyi görmese iyi olacaktı!

Seoho güldü.

"Gitmeliyim, burada çığlık atamam. Eve gidip yastıkla kendimi boğacağım!"

"Beni sevdiğini hiç akıl edemezdim" dedin gözlerini kaçırıp.

"Neden ki?" diye şaşırıp sordu Seoho.

"Çünkü hem taşsın hem düşmandık biz"

Kahkaha attı, seni kendine çekip sıkıca bastı. Şaşkın halin sevimli bir iç çekişe döndü.

"Size afiyet!" dedi Seoho, elini tutup dışarı koşmaya başladı. Ona ayak uydurdun bütün neşenle.

Nasıl yani, Seoho ile sen?

Birlikte miydiniz sahiden?!!

Bloom, çatla.

Çatla lan, kimin elini tutuyor, alo?!!

Benim lan!

Seoho koşmayı sürdürürken gülüşünü duyuyordun. Köşede seni kıstırdı, gülmeyi bir anda kestin.

Üzerine eğildi.

Gözlerini kapattın.

"Hayır, aptal" dedi gülerek, nefesi yüzünü yaladı, "Çığlık atmak için uygun yer burası!"