9.1

28 5 8
                                    

Aylardan ağustos, sıcak başına geçmiş dans stüdyosuna giderken Hwanwoong'un aramasını açtın.

"Bir süredir yoktum" dedi pişman gibi.

Cevap vermedin. Onu çok seviyordun, öyle çok ki...

Seni unutmasını istiyordun.

Nefesini dinledin. Yedisinden beri iki ay mı geçmişti ne? Sen kapısına dayandığında arka kapıdan mı kaçıyordu ne? Ona ulaşmakla uğraşacak gücün kalmamış mıydı ne?

"Mina" dedi gülücük sesinden akarken, "O doğum günü benim için dönüm noktası oldu. Keyifli halim toz duman oldu, sana olan sevgim ise yalan oldu. Artık görüşmesek mi?"

"Hwanwoong" dedin kapıdan içeri girerken, Seoho ile Youngjo içeride nefes nefese oturduğu için dışarı çıktın, devam ettin, "Senin mutlu olmanı istiyorum yalnızca. Ama sakın ha beni bırakma. Bir kez konuşalım mı, ne dersin?"

"Nerede?" diye sordu Hwanwoong hüzünle.

"Kantinde, dansı da bıraktın hoşuma gitmiyor. Kıyafetlerini yedekle gel"

Hwanwoong cevap vermek yerine kapattı.

Seoho ile abinin yanına döndün. Gidip aralarına oturdun, başını geriye yasladın.

"Hâlâ inanamıyorum" dedi abin, "Sen bebeğini görmezden geldin ve çocuk depresif bir yumak oldu... Geceleri beni arayıp seni soruyor, hüzünlü bebek oldu"

Seoho konuştu.

"Aslında reddetmedi, anlamamış gibi davrandı Youngjo. Bunu bana sürekli yapıyor ama ben gülebiliyorum"

"Sana ne yapt- pardon Seoho, haklısın. Özürlerimi bir borç bilirim!"

Seoho kahkaha atıp yana düştü. Tam da senin kucağına!

Bir an ellerini kaldırdın, Youngjo sana bakarken onu umursamayıp elini Seoho'nun saçlarına iliştirdin.

Seoho hafif yerleşti. Youngjo telefonunu açıp "Alo" diyerek giderken "Geliyorum" dedi.

"Aslında bana alışmış olmana hayranım. Çocukluktan bir iki anı kaldı. Birinde beni yoluyorsun birinde ise"

"Birinde ise?" diye sordun.

Seoho panikleyip kalktı, güldü çizgi roman gözleriyle.

"Onda da kovalıyor-kovalıyorsun!" dedi ellerini yanaklarına basıp.

Hwanwoong geldiğini seni arayarak belli ettiğinde bir saniye istedin aşkından.

"Geleyim mi?"dedin, "Hwanwoong" diye fısıldadın meraklı kediye. "Tamam, bir dakikaya oradayım"

Seoho "Barış da gel" dedi güler yüzle, el sallarken. Onaylayıp dışarı koştun. Kalbinin hızı. Ah deli şey!

Aşağı koşarak indin, Hwanwoong hüzünle baktı sana. Onun karşısına oturup soluklandın.

Sister // ONEUS OC ✔️Where stories live. Discover now