5.1

45 9 30
                                    

Bu konuşmanın üzerinden bir süre geçmişti ki Seoho yanına gelip oturdu. Kaçacağını bildiği için eliyle elini sıkıca tutup konuştu.

"Bir süredir düşünüyorum da, neden biz arkadaş olamadık ama herkesle arkadaşsın diye"

"Sen düşünüyor musun, vay be. Elimi bırakır mısın, ellerin terlemiş galiba"

Seoho kırık bir kıkırtı bıraktı, onu üzmek istemeyen kalbin bir şekilde irkilip duruyordu.

Hatırlıyordun bebekliğini. Çok bebeğe nasip olmayan bir güçtü elindeki.

Seoho seni öptüğünde gözlerin açık, şokla bakmış olsan da çekilip "Mina" diye tiz bebek sesiyle konuştuğunda uzanıp öpüvermiştin onu.

Bunu unutmak mümkün müydü zaten, Seoho seni salak sanıyordu galiba...

Gerçi çok zeki hamleler yapmadığın için bu çok da doğaldı, amaaan.

Seoho göğe bakıp konuştu.

"Ünlü olacağım"

Ağzını açamadan seni bastırdı.

"Abin rap yapsa, biliyorsun sesim güzel. Yani öyle derler. Hwanwoong'a da teklif götüreceğim. Dans öğretirsiniz bize. Senin içinde olduğun bir dünya istiyorum, çok mu?"

Asıl senin elin terlemeye başladı, utanıp elini hızla çektin. Göğe bakıp mırıldandın.

"Gun o sesle hem vokal hem rapper olmaz mı sence de?"

Seoho kıkırdadı.

"Bu bizim üçüncü konuşmamız falan, beni terliklemediğin için çok mutluyum, seri mutluyum şu anda!"

"Kaşınma" dedin gülerek.

Birbirinize baktınız, başını hızla göğe çevirdin.

"Özendiğim şey şu yıldızlar. Derler ki yıldızlar geceyi aydınlatır çünkü onlar atalarımızdır"

Seoho çıldıracak kadar mutlu hissederken Hwanwoong arkadan sana sarılıp sordu.

"Bil bakalım ben kimim?"

"Bebeğim?!!" dedin sevinçle. Son zamanlarda ortada olmayan genç adama dönüp baktın, yüz yüze geldiniz. Hwanwoong öksürüp aranıza girdi.

Seoho gözlerini devirdi, ayağa kalktı.

"Nereye?" dedin merakla, "Valla delirmeyeceğim"

"Hwanwoong, ay pardon bebeğin ile takıl"

Seoho çekip giderken Hwanwoong sordu.

"Neden mallaştı bu yine? Ne dedi sana, ne konuştunuz?!!"

"Seni dahil ettiği bir hayali anlatıyordu" dedin öfleyerek, "Bu galiba ilk ciddi konuşmamızdı"

Hwanwoong'un yüzü düştü, bu genç Seoho için üzüldü.

Seoho Youngjo ile oturmaya başladı. Youngjo aşık olduğu genç hanımı anlatırken durdu ve sordu.

"Lan, sen gay misin? Kaç yaşındasın, hiç sevgilin olmadı?"

Seoho kırık bir kıkırtı bıraktı.

O sırada Hwanwoong ile el ele koşup önlerinde durdunuz.

Seoho başını kaldırıp ellerinizden yüzüne geçirdi bakışlarını.

Mırıldandı.

"Evet, sevgilim olmadı. Hayır, olmayacak da değil. Beklemekten yoruldum ve kırılmaktan da"

Hwanwoong ne sana baktı, ne de elini bıraktı.

Sister // ONEUS OC ✔️जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें