8.1

33 5 21
                                    

Seoho kapının önünde dikilirken onu hafifçe çekip dışarı çıktın. Peşinden bakarken döndün, gülümseyip seslendin.

"Gelmiyor musun Seoho?"

"Nereye?" diye peşine takılan sincaba güldün, onun koluna girip koşmaya başladın.

"Nereye Mina!" diye güldü Seoho. Onu sürüklerken Hwanwoong dışarıya bakıyordu, içeri girdi.

"Hwanwoong'a gidelim, benim kucak bebişim!" dedin. Seoho gözlerini devirdi kalbi kırılırken.

Kaç oldu, bu neden böyleydi bilmiyordu ama seni bir anda çevirip duvara sabitledi. Gözlerin büyüdü dehşetle.

"Herkese isim, abine bile. O niye bebeğin? Siz çıkıyor musunuz gizli gizli?"

Onu itmek istedin ama gücünü ilk kez üzerinde kullanan Seoho cevap istiyordu.

Ona doğuşunu bile hatırladığını, Hwanwoong'un küçüklüğünü özlediğini ve onu yaşça da olsa küçük gördüğünü söylemedin.

Seoho hafifçe eğildi üzerine, küçülüp gözlerini sıktın.

"Ona bebek diyorum çünkü kardeş abla gibi büyüdük, Seoho delirdin mi?"

Hwanwoong elinde pasta, mumu yanarken bunları duyunca gülümsemeyi kesti. Seoho hafif gerileyip pastaya baktı.

"Sürpriz?" diye sordu Youngjo şaşkınca, "Mina, vurdun mu ona?!! Seoho, kızma, o bir salak!"

Öfkeyle ittin Seoho'yu.

"Doğum günün kutlu olsun Seoho" dedin kızgın bir tonla, "Bol sorgulu günler dilerim"

Keonhee bileğine tutundu yanından geçerken, başını iki yana salladı ve fısıldadı.

"Doğum gününün içine sıçma, Seoho kalbi hızlı kırılan minik bir minnoş. Şu an bize bakıyor. Üzgün görünüyor, geliyor. Gidemezsin, geldi"

Seoho önüne geçip gülümsedi.

"İki pasta var, benden üç gün sonra doğdun. Birisi sana, sürprizin parçasıydım. Seni odada tutmak görevimdi!"

Bir an ağzın açıldı, eridin güler yüzle.

"Bana da bu görev verilmişti!"

Seoho güldü, elini tutup pastanın önüne geldiniz. Senin pastanı Hwanwoong tutuyordu, suratı asık gibiydi ama gülümsüyordu.

"Doğum gününüz kutlu olsun" dedi.

Tek kaşını kaldırdın.

Anladı, güldü.

"Başım ağrıyor yalnızca"

Gülümsedin. Seoho'nun pastasını tutan Dongju sabırla gülümseyip pastayı havada tutuyordu.

Seoho elini tuttu ve gözlerini kapatıp dileğini tuttu. Sana baktı, mırıldandı.

"Üç deyince"

Başınla onayladın, kalbin onun elinde atıyor olmalıydı, ne utanç verici!

"Bir, iki, üç!" dedi ve gülümsedi.

Onu seyrederken bir an afalladın, Hwanwoong seni hüzünle izlerken ona doğru dönmeyi akıl edip muma üfledin.

Youngjo koşup sana sarıldığında Seoho ile eliniz ayrıldı. Güldün.

"Sen hep sevgi yumağı oldun Youngjo, ben ise bu hikayedeki cadıyım"

"Kız cadı" dedi Gunhak, "Gel kucak açtım!"

Gülüp onun da size eklenmesine izin verdin.

Seoho ise duraksadı, duraksadı. Seni sırtından sarıp boynuna yaslandı.

Nefesini tuttun gözlerin büyürken.

Hwanwoong ise inatçı olandı.

Sister // ONEUS OC ✔️Where stories live. Discover now