5.2

36 8 22
                                    

Hwanwoong'un elini elinden diğer elinle itip gülümsedin için bir tuhaf acımış, yanıyorken.

"Seoho, kalbini mi kırdık da biz geldiğimizde verme gereği duydun bu cevabı?"

Seoho kıkırdadı.

"Aaa ne münasebet, çifte kumruları kırmak?" dedi güler yüzüyle.

Hwanwoong arkadaş ile aşk arasında bebeklikten beri sıkışıyordu. Yine de henüz pes etmesi için neden yoktu.

Kazanabilirdi.

O Seoho'ya ait kalbini!

Sana dönüp kulağına fısıldadı.

"Peki" dedin, Hwanwoong güler yüzle "İyi geceler beyler" dedi ve seni tutup çekmeye başladı. Buna peki dememiştin, gidiyorum demişti peki demiştin.

Şaşkınca ayaklarını diredin. Youngjo abi damarı hayatında ilk kez kabarırken "Woong" dedi, "Mina bizimle oturmak istiyor, sen de kalacaksan kal ama kızı çekiştirip durma"

Seoho seni izlerken elini kurtardın, hafif uçtuğun için seni kolundan tuttu. Burun buruna geldiniz.

Çocukluk diye bir şey vardı, tüm öküzlüğünü ikna yöntemiyle insanlara açıklardı.

Peki şu son günler?

Gülümsedin, kendin gibi değildin biliyordun ama gülümsedin.

"Teşekkürler Seoho"

Hwanwoong senin gülüşünü izledi. Seoho Hwanwoong'a bakarken sana çevirdi bakışını ve gülümsedi.

"Artık önemi yok"

"Artık derken?" diye sordun hafif geri kaçarken, "Bu ne demek?"

"Dur kız, Hwanwoong gitti. Şimdi gel aramıza otur ve doğruyu söyle. Onu çok mu seviyorsun?" dedi abin.

Mosmor oldun, sokak lambasının sızıntısı altında haykırdın.

"Ne alaka, ben kimseyi sevmiyorum!"

Seoho başını önüne eğdi hüzünlü bir gülümsemeyle, kaldırdı baktı sana. Ona baktığını fark etti ama sürekli ona böyle endişeli bakışlar atardın zaten.

Youngjo gülümsedi.

"Gel abilerinin hikayelerini dinle o zaman. Seoho konuşuyordu tam da"

Seoho bir an duraksadı.

"Sevdiğim kız" dedi, derin ve huzursuz bir nefes aldı.

"Söylesene Seoho" diye bastırdın ki o da kalbine bassın.

Hak etmiştin, ağzına sıçsa yeriydi. Hadi bism.

Seoho göğe kaldırdı başını, bu göklere bakma işini çok seviyor gibiydi, tamamladı cümlesini.

"Çok kibar, nazik ve beni seven biri olmalı"

Elenmiştin, cevapladın.

"Benim seveceğim insan ise beni ben olarak kabul eden biri olmalı, güler yüzlü ve konuşkan"

Seoho elendi.

İkiniz aynı anda göğe bakıp iç geçirdiniz, elleriniz yan yana.

Youngjo üç dakika sonra patlattı.

"Hwanwoong mu yani?"

5.3

"Ya sabır!" dedin, dönüp dişledin abini. Seoho seni alnından tutup çekerken "Kızım bi sakin ya, canavar mısın nesin?" diye isyan etti.

Utandın kendinden.

Ayağa fırlayıp kaçtın oradan.

Seoho of çekti. Seni çok seviyordu, çünkü aslında böyle biri olmadığını biliyordu.

Ama senden nefret ediyordu, sen gidip başkasını sevdiğin için.

Seni sen gibi, kavga dövüş bile kabul ederdi de.

Ah sen.

Başkasına gülmesen...

Sister // ONEUS OC ✔️Where stories live. Discover now