1.2

72 10 31
                                    

Zaten sen ben bizim oğlan okuyoruz, lütfen yorumlu okuyun.

Seoho gözleri büyümüş sana bakarken saçını son kuvvet çekiyordun. Sonunda zavallı bebek bastı çığlığı.

Youngjo minik ayırıcı, sizi zorla ayırmaya çalışıyordu ki annen gelip elini söktü.

Neyse ki Seoho'nun annesi ağlayan ufaklığı kucaklamakla ve konuşmakla yetinmişti, "Kardeş küçük, elini yanlış attı abisi"

Seoho elini ağzına sokup iç çekti. İç çekti. İç çekti.

Zafer senindi!

O sırada kapı çaldı, içeri alınan yeni kadın minik bir veledi kucaklamış girerken eğildi size doğru.

"Ay ay kocaman olmuşlar. Seoho, neden ağladın kuzum sen?"

Seoho mu? Ne dandirik bir isim...

Kahretsin, düşünme şunu. Ağlamaktan gebersin.

Seoho ise teyzeyi tanıyor gibi kucak açtı.

"Hwanwoong'u al Jieun" dedi kadın annene minik sünük bir bebeği uzatırken.

Annen bebeği alıp sana eğildi ama aklın fikrin Seoho salağındaydı. Yukarı bakarken Seoho gözleri yaşlı gülerek indi teyzenin kucağına.

Ne kucak bebesi be.

Hwanwoong senin ağzının içine sokulmuş bakarken gözlerinin büyümesine engel olamadı.

Bu nasıl güzel bir bebek!

Hwanwoong da doğuştan akıllıydı.

Ona döndürdün bakışlarını, elini uzattı. Elini tutup çektin kendine.

Annen öfkeyle "Mina, kızım! Az kalsın düşüyordu kardeş!" diye azarladı seni. Güldün bebeği yere koyduğu anda. O da yerde salak gibi yatarken sana bakmaya çalışıyordu, neyse ki sen emekledin.

Onun yüzüne koydun elini.

Ayı, göremiyorum! Çek o tombişleri yüzümden!

Seoho kucaktan kayarak indi, Youngjo da yanına gelmiş Hwanwoong'a bakarken eklendi size. Ağzı hafif aralıktı, dönüp bakmasan da malını biliyordun.

Güldün gülen sümük bebeğe. Bebek güldü elini uzatırken.

"Awww" dedi Seoho'nun annesi, "Şunlar ömürlük arkadaş olsa ne olur kız Jieun! Seoho sever böyle şeyleri"

Seoho senin elini tutup Hwanwoong'un yüzünden çekti. Dönüp ağzın açık baktın ona.

Hwanwoong teşekkür ederim ömürlük bro dedi gülerken, lan biz çok güzeliz be.

Elini bırakmayan Seoho gülümsedi.

Gözsüz pislik, gülünce çok...

Lanet, hayır bunu düşünme!

Yerden bitme elini bırakmayınca Youngjo diğer elini tuttu masumca. Neden el ele tutuşmaca oynuyordunuz ki?

Hwanwoong gülerek ters döndü, bacağına yapıştı. Seoho eğilip kurtarmak isterken yüz üstü düştü. İkili ezilirken bağıra bağıra ağlamaya başladılar.

Youngjo safım, tatlım, bir tanem.

Sen! Niye! Ağlıyorsun!

Gözlerini içime devirip Seoho'nun yanına emekledin. Hwanwoong anında sustu, gözlerini dikti sana.

Tanrım, bir melek gördüm galiba!

Sister // ONEUS OC ✔️Where stories live. Discover now