#141

282 20 34
                                    

Dedikodulardan geri kalmayın ey ahali!!
İçinizde henüz okumayanlarınız vardır. O sebeple Piper-Jason ayrılığının ayrıntılarını getirdim hehhehe
Kitap Yanan dehliz
Kitabı almadığım için (yine) kendim çevirdim. Kınamayın please bdnsbsnns

。。。

... "Her iki şekilde de," dedim, "İmparatorun yerini öğrenmek için, Jason Grace'e danışmamız gerekiyor. Medea bize Kahin'in ona Caligula'yı bulmak için bilgi verdiğini söyledi. Piper, bizi Jason'a götürecek misin?"

Piper kaşlarını çattı. Bebek Chuck'ın küçük yumruğu Piper'ın parmağını sarmıştı ve tehlikeli şekilde ağzına doğru hareket ettiriyordu.

"Jason Pasadena'da bir yatılı okulda kalıyor," dedi en sonunda. "Beni dinler mi bilmiyorum. Ya da yardım eder mi bilmiyorum. Ama deneyebiliriz. Arkadaşım Annabeth her zaman bilginin en güçlü silah olduğunu söyler."

Kıvırcık başını salladı. "Annabeth'le asla tartışmam."

"Anlaştık o halde," dedim. "Yarın görevimize Jason Grace'in okuluna baskınla devam edeceğiz."

...

Sonunda Piper arabayı sürmeye gönüllü oldu. Eğer çalıntı bir arabayla yolda olduğumuz için kenara çekilirsek, Büyükonuşla onu tutuklamalarına engel olabilirdi. Bendeki şansla, tüm günü hapiste geçirirdim, ve Lester'ın yüzü eşkal fotoğrafında hiç de iyi gözükmezdi.

...

Hiçbirimiz konuşacak gibi değildik. Piper gözlerini yola sabitlemiş halde, muhtemelen tuhaf dönemlerde ayrıldığı eski erkek arkadaşıyla hiç istemediği yeniden buluşmayı düşünüyordu. (Ah, dostum, anlayabiliyorum.)

...

"Bu şehirden hiç hoşlanmadım," diye homurdandım. "Oyun gösterilerini, zevksiz defileleri ve sarhoş, boyalı bronz tenleriyle işi bitmiş yıldızları düşünmeme neden oluyor".

Piper öksürdü. "Bilgin olsun, Jason'ın annesi buralıydı. Burada öldü, bir araba kazasında."

"Üzüldüm. Ne yapmış peki?"

"Sarhoş ve boyalı bronz teniyle işi bitmiş bir yıldızmış."

"Ah." Utanç içinde söyleyenlerin unutulmasını bekledim. Birkaç kilometre sürdü tabii. "O halde neden Jason burada okumak istedi?"

Piper direksiyonu kavradı. "Biz ayrıldıktan sonra, tepenin üstündeki yatılı bir erkek okuluna kaydoldu. Göreceksin. Sanırım farklı bir şey istedi, sessiz ve gözden uzakta bir şey. Heyecan yok."

"Bizi gördüğüne memnun olacak o halde." Meg pencereden dışarı bakarken homurdandı.

...

Tepenin zirvesinde Jason'ın okulu duruyordu - altın rengi binalarıyla, avlusu ve yürüyüş yollarının kenarlarında akasya ağaçlarıyla sereserpe uzanmış kampüs. Önde alçak tuğla duvarın üstüne hoş, bronz harflerle yazılmış tabelada şöyle diyordu: EDGARTON GÜNDÜZ VE YATILI OKULU.

Arabayı, Piper McLean'in eğer-arabamız-çekilirse -yenisini-çalarız taktiğiyle bir yerleşim yerinin sokağına park ettik.

Okulun kapısının önünde güvenlik görevlisi duruyordu ama Piper ona içeri girme iznimizin olduğunu söyleyince güvenlik, müthiş kafası karışmış halde, içeri girme iznimiz olduğuna onay verdi.

...

Jason'ın hayatında uzakta durma konusundaki kararlılığına rağmen, Piper hala onun ders programını hatırlıyordu. Bizi doğruca Jason'ın dördüncü yarıyıl dersliğine götürdü. Pencereden bir bakış atınca, onlarca öğrenci gördüm - hepsi mavi ceket, beyaz gömlek, kırmızı kravat, gri pantolon ve parlak ayakkabılar giymiş, küçük iş adamı gibi delikanlılar.

Yıllar Sonra》Percy Jackson TrashWhere stories live. Discover now