#93

358 28 31
                                    

Çok heyecanlıyım ilk defa burada kendi yazdığım bir şeyi paylaşıyorum.. Karşınızdaa Chase-Jackson çocukları!

。。。

Tamam millet, sakin olun.

Size kim olduğumu tane tane anlatacağım ama önce biraz geçmişe gidip ailemi tanıyalım.

Biz beş kişiyiz, Jackson'lar. Şey aslında, 4 Jackson ve 1 Chase. İsimler tanıdık geldi mi? Evet, evet, onlar benim annem ve babam. Percy Jackson ve Annabeth Chase. Hani 2 büyük kehanette de yer alan bahtsız çocuklar. Tartarus'tan sağ çıkan ikili. Evet neyse, zaten onları tanıyorsunuz.

İkisi üniversiteden sonra, geçirdikleri boş zamanlar canlarını sıkmış olacak ki, yine macera aramışlar ve evlenmeye karar vermişler. New York'ta bir eve taşınmışlar. Böylece ikisi de hem işlerine hem Melez Kampı'na yakın olabilirlermiş. Buraya kadar her şey normal. Ama sıra bir çocuk yapmaya gelince, eh, hayatları eski kaçık günlerine geri dönmüş.

Bizim bir numara, Brook, doğduğunda oldukça normal görünüyormuş. Uykulu gözlerini kırpıştıran, esneyip duran, bildiğiniz sıkıcı bir velet. Ve insan olarak doğmuş, tabii. Bu da önemli bir ayrıntı. At falan da olabilirdi. Neyse ki annem ve babam bu konuda şanslı, hiç at doğurmadılar.

Neyse, konu dağıldı, ne diyordum?

Brook ilk birkaç ay normal bebekler gibi yaşamış. Süt istemiş ağlamış, bezini doldurmuş ağlamış, annesini göremeyince ağlamış, parmaklarını gözüne sokmuş ağlamış vesaire, siz anladınız.

Sonra bir gün deniz kenarına gitmişler. Kızılca kıyamet de orada kopmuş işte. Bizim Brook, suya oturmuş şap şap oynarken, devasa bir su kütlesi kalkıp kafasına inmiş. Bizimki basmış yaygarayı. Annem çıldırmış. Bunu babamın yaptığını zannetmiş. Ama babam alışılmadık şekilde, orada uslu uslu oturuyormuş. Her neyse, işte sonradan anlaşılmış ki Brook'un tıpkı babam gibi su güçleri var. Sevinmişler falan tabii. Öyle işte. Gerçi canavarları çok üstüne çekiyor ama, o hallediyor, sıkıntı olmaz.

Brook'un tıpkı annem gibi lüle lüle sarı saçları, mavimsi gözleri vardır. Ne renk olduğu pek belli değil. Yüzü biraz babamı andırır, onun gibi sırıtır. Kızlar ona hayrandır falan. Okulda süper başarısız, oldukça da hiperaktif. Hiç rahat durmaz, başını hep belaya sokmaya uğraşır. Bir yerlerde sakince uzun süre oturmak zorunda kaldığında elleri ve ayaklarını bir yerlere vurur. Ama kamp etkinliklerinde kimse eline su dökemez. Hah! Su dökemez. Kelime şakası yaptım bakın!

Liseyi bitirdikten sonra, annem ne kadar ısrar etse de, üniversite sınavlarına girmek istemedi. Hermes'in oğullarından biri ve bir satirle birlikte iş kurmaya karar verdiler. Paraya ihtiyaçları var, o yüzden iki işte birden çalışıyor. Gururludur da, asla annemden sermaye istemez.

İki yıldır birlikte olduğu bir kız arkadaşı var. Kız Kaliforniya'da üniversite okuyor, o yüzden uzaktan uzağa bir ilişkileri var. Ve kızcağız melez değil. Bize alışması çok zaman aldı.

Brook bize güçleriyle hava atmayı sever. Şakalar yapar ve ayağımızı kaydırır. Tabii havası kız kardeşimizin kendi şovunu yapmaya başlamasına kadar sürüyor. Ve karşınızda iki numara: Ada Lace Jackson!

Ada Lace babamın bir tanesi. Öyle böyle değil! Onun tırnağı kırılsa babam dünyayı ayağa kaldırır. Ki siz de biliyorsunuz, o konuda çok başarılıdır. Ada biraz tuhaf çünkü o kadar aykırı zevkleri var ki, insan hepsinin nasıl bir araya geldiğine şaşırıyor.

Öncelikle şunu söylemeliyim, Ada Lace aşırı güzeldir. Yani kardeşlerin birbiri hakkında böyle konuşması çok tuhaf biliyorum, zaten bunu onun yüzüne asla söylemem. Şımarık şey. Ama bu gerçek. O yürürken insanlar şapşal gibi ona bakakalır, saçlarını savursa oğlanlar yerlere serilir. Babam buna çıldırıyor tabii. Kızını biraz fazla sahiplendiğinden bahsetmiştim zaten...

Yıllar Sonra》Percy Jackson TrashHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin