17

121K 4.5K 1.3K
                                    

Arslan ceketini alıp gittikten sonra hâlâ karanlık olan hava çekmişti dikkatimi... Saat kaçtı ki ?
Resmen gecenin 3'ünde kalkmak zorunda kalmıştık. Arslan hayvanı bu saatte nereye gitmişti acaba..Aman banane!

Bir saatin sonunda kapı açılma sesi geldiğinde oturduğum yerde diklenerek kimin geldiğine bakmıştım.
Arslan olduğunu gördüğümde kenara koyduğum kitabı elime alarak okumaya devam etmiştim.

" Gel , acıkmışsındır. " diyerek masanın üstüne pizza kutuları koyduğunda acıktığım için diretmeden ayağa kalkıp masaya giderek oturmuştum.

Masanın başına oturan Arslan da benimle birlikte yemek yemeye başladığında üç dilimin sonunda doyduğumu hissetmiştim.

" Kütüphaneyi bulmuşsun "

Diyerek koltuktaki kitabı kafasıyla işaret ettiğinde kafamı olumlu anlamda salladım. Evin bodrum katında devasa bir kütüphane vardı... Görünce ben de şok olmuştum.

Ayağa kalkıp az önce kalktığım koltuğa tekarar oturdum. Arslan ise merdivenlerden çıkarak sanırım odasına gitmişti.

10 dakika sonra merdivenlerden inmeye başladığında üstünü değiştirdiğini farkettim. Elinde de krem kutusuna benzer bir şey vardı.

Büyük adımlarla yanıma gelen Arslan hemen dibime oturup tahmin ettiğim gibi krem kutusunu açarak beyaz kremden biraz eline almıştı.

Boynuma uzandığında kafamı geri çekip uzattığı elini tutmuştum.

" Ben yaparım."

Söylediğim şeyleri duymamazlıktan gelen Arslan kolunu tuttuğum elini diğer eliyle nazikce indirmiş kocaman parmaklarını boynumda gezindirmeye başlamıştı..

Eğer beni ciddi anlamda kafası yerindeyken boğsaydı tepkim asla bu olmazdı. Gerekirse o çok meşhur olan çakılarıyla derisini süzer , ölmek pahasına bile onu öldürürdüm. Ama ne yazıkki bilerek yapmadığını biliyordum.

Ellerini sürdükten sonra boynumdan çeken Arslan , kısa bir an gözlerime bakıp çatık olan kaşlarını düzeltmeye çalışarak

" Sana isteyerek zarar vermedim. Asla vermem! Bunu bilmen gerek." dedi.

" Biliyorum. Seninle konuşmuyor olmamın başka sebepleri var Arslan. Mesela , seni tanımadığım halde beni kaçırıp ömür boyu yanında kalmaya zorlaman gibi..."

Sözlerim bittiğinde kaşlarımı onunkiler kadar çatarak gözlerimi , gözlerime bakan kara gözlerine sabitlemiştim.
Bir şey demeyerek bir süre suratıma bakan adama daha fazla bakmak istemediğim için kafamı yeni yeni aydınlanmaya başlamış gökyüzüne çevirdim.
Tavan boydan boya camdı ve her şey olduğu gibi görünüyordu. Bu evde sevdiğim tek şeydi sanırım...

" Haklısın... Ama bu kararımdan döneceğim anlamına gelmez Çise'm. Sen beni kalbimden vurup öldürdüğün gün benden kurtulacaksın!! "

Sözleriyle yine gözlerimi kendine sabitlemeyi başaran adama kısa ve net bir cevap vermiştim.

" Vuramam sanıyorsan yanılıyorsun Arslan! Ama beni benden daha iyi tanıyorsun dimi... Kimseye kasıtlı zarar veremem ben. Biliyorsun! Burda kalacağım kalmasına ama hayallerini süsleyecek bir kadın hiç bir zaman olmayacağım."

Kara gözlerinden çekmediğim mavilerim yukarı kıvrılan dudağında takılı kalmıştı. Komik bir şey mi söylemiştim!

" Hayallerimi süsleyen kadın karşımda zaten... Git uyu hadi. Uykusuz kaldın..."

Cümlesi bittikten sonra ayağa kalkarak mutfağa gitmişti. Doğruydu uykusuz kalmıştım.

Ayağa kalkıp merdivenleri hızlıca tırmandıktan sonra Arslan'ın hemen yanındaki odaya girip kendimi yatağın üzerine attım. Uykumu alamamıştım ve yorgundum.

ÇİSE'MWhere stories live. Discover now