7

137K 4.7K 1.3K
                                    

" Çise bak canım biliyorum inanmak istemiyorsun. Haklısın da... Ama gerçek bu! Arslan abim dalgaya alınacak biri değil. Bugün sen de gördün. Nasıl sevdi nerde gördü biz de bilmiyoruz. O kimseye sır verip derdini anlatmaz. Hatta birini sevdiğini duyunca hepimiz şok olmuştuk. "

Aşkım'ın dediklerine gözlerimi pörtleterek cevap vermiştim.

" A.aa. siz delisiniz , manyaksınız... Adam bana takmış kafayı be! Murat'ı öldürmüş. Siz birde beni kurtarmak yerine korumaya mı çalışıyorsunuz... Ne olacak peki bu böyle mi devam edecek. Aloooo size bu olanlar normal mi geliyor ? Ben ilk uçakla siktir olup gidiyorum. Bu deli saçması şeyleri dinleyipte kafayı yiyemem. "

Sözlerim bittikten sonra ayağa kalkıp çantamı alarak koşar adım evden çıkmıştım.
Evden sadece biraz uzaklaşmış daha bahçeden çıkmaya fırsat bulamamıştım ki arkadan biri elini belime dolayıp ağzımı kapatmıştı..

Korkudan elim ayağım titrerken çırpınmaya başlamıştım ama arkamdaki kimse o kadar büyük ve güçlüydü ki milim bile kıpırdayamamıştım.. Kim olduğunu göremiyordum ama benden epey uzun olduğu kesindi. Kafam göğsüne anca  geliyordu çünkü...
Çırpınmalarıma son veren şey arkamdaki adamın buz sesiyle kulağıma fısıldadıklarıydı...

" Eğer gitmek gibi bir hataya düşersen , olacaklardan sorumlu olmam Çise'm... Nereye kaçarsan kaç seni bulur..alırım."

Arkamda bir boşluk hissettiğimde dizlerimin üzerine çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Kriz geçiriyordum sanırım. Ben kendimi korkusuz diye bilirdim bir de... Resmen altıma sıçacaktım! Bu nasıl bir şeydi böyle.

Az önce çıktığım evden koşarak gelen Çağrı beni kucakladığında saniyeler içinde eve girmiştik.

Arslan'dan devam :

Çise'mimle bizimkilerin konuşmalarını dinliyordum. Ata'yı tembihleyip telefonunu koltukların arasına koydurmuştum. Bu sayede kim ne konuşursa duyacaktım...

Çise'nin dediklerinden sonra atan şalterlerimle birlikte evden çıkmasını beklemeye başladım. Siktir olup gidecekmiş! Sen benden hiç bir yere gidemezsin Çise'm..

Tam önümden geçtiğinde belinden kavrayıp önüme aldığım sevdiğimin ağzını da kapatmıştım. Gözlerinden akan yaşlar ağzında olan elimi ıslatmaya başladığında içim gitsede sözlerimi tek tek sıralayıp hızla yine ağacın arkasına girdim. Kokusu hâlâ burnumdayken derince bir nefes almıştım.

Boktan bencil bir adam olduğumun bende farkındaydım. Ama ona kalsa benim gibi bir adamla bırakın birlikte olmayı adlarımızı bile aynı cümlede geçirmezdi.

Hıçkıra hıçkıra ağlamasına dayanamadığım için ellerimi kulaklarıma koyup dinlememeye çalışmıştım. Herkesin eceli olan , kimsenin gözünün yaşına bakmayan ben ona kıyamıyordum...

Çağrı koşarak Çise'yi kucağına aldığında damarlarım belirginlesmeye cenem kasılmaya başlamıştı. Yumruklarımı sıkarak kendime hakim olmaya çalıştım. Onlardan kıskanamazdım. Onlar benim kardeşimdi.

Eve girdiklerinde daha fazla olduğum yerde durmadan korumaları evin önüne yığıp karşıdaki evime geçtim. Her zamanki yalnızlığı rakımla birlikte tadlandırmaya başladığım da hayal ettiğim tek şey küçüğümün dizimin dibinde uyumasıydı.

Çağrı'dan devam:

Çise'yi kucakladıktan sonra eve getirmiştim. Arslan abim ona ne dedi bilmiyorum ama kendini hissettirmesi bile kızın korkmasına yetmişti.

Büyük koltuğa koyduğum kardeşim dediğim kızın boş boş bize bakmasını şimdilik görmezden gelecektim. Sanki kafası burda değil gibiydi...

ÇİSE'MWhere stories live. Discover now