Sadece iyiliklerin Tanrısı mı vardır ?
Kötülüğün Tanrısı da aynı kişi değil midir?
Anlaşılması güç bela deprem zedelerden bakıyorum, ahlakı hayal olan yalınlığa
bir Serap gibi inanıyorum toprağın mezar olarak doğuşuna.
Düzensizlik ile birlikte kaybolmuş insanlığa,
kalbi çiçek olmuş bir hastayım ben, gönlünü mütevaziliğe teslim etmiş bir aptal.
Ayak bastığım çukurda anlaşılmayı geçmişim, sevgiyi unuttuğum parkta.
Kömür karasında yükselmişim Tanrının varlığına ve deniz kenarında uyutmuşum gökyüzüne küsen uçurtmayı,
cebimin ağırlığında biçilmişim varoluşumun hakikatini.
Tutsaklığa mahkum edilişime sevinen bir bulutum ben, kendisini yaşlarla kutlayan bir umut
yavru ceylanın acınası çığlığı,
sistemden uzak tutulan bir garibanın çöplüğü,
sevgilerin yalanlılığını, yılana satan bir dünyada yaşıyorum.
Mendil satan çocuğun gözyaşlarında doğuyorum.
Soruyorum da kendime gerçekten öfkeyi, üzüntüyü, kıskançlığı, ve acıyı tatmamış bir Tanrı neye yarar ki ?