YOL

30 6 1
                                    


Öncelikle hepinize merhaba, bu yazımda kaide değer bir şey yazmayacağım, sadece düşüncelerimi alıp özgürlük gezmesine çıkarmaktan yanayım. Saadetimle ayrıca enkaz altında kalmış dileklerimle. Ben bu yolda keşfedilmemiş bir yolcuyum ,elbette ki bir gün keşfedileceğim yarı dik yarı çamura batmış halimle belki de beni o an tanıyamayabilirsiniz, yıllarca taht kurduğum şefkatimden maruz kalabilirsiniz; lakin üzülmenizi istemem çünkü bilirim ki asıl mendil taşıyacak olan kişi benim o yüzden başımı eğik şekilde yürümeme kızmayın; çünkü bu yola baştan beri gönlüm yere eğik bir şekilde adım attım. Yollar zifiri, ben ise siyah ile sarıya bürünmüş, taş kaldırımın üstünde tebessüm zahmetinde bulunmayı yeğliyorum, bu yolun sonu  var ama karmaşıklık içerisinde, bir binanın yıkımıyla oluşmuş çığırışlarla dolu yığından bahsediyorum ,bu kaldırımlar, kirli vücutlar, yemek telaşı içerisinde olan hayvanlar, yüzlerdeki sadakatliliğin  gafleti ,hayata karşı olan her şeyi sezdiğim kaldırım burası; ve ben kaldırımda yürüdüğüm yolda sadakatini gösterememiş binada kendimi arıyorum bilhassa kendimi çekip çıkartmaya çalışıyorum düşüncelerimin altında kalmış binayı, söylemeliyim ki: Tecrübelerime inanan, inanmayı seven insanım bu yüzdendir ki kendimi kandırmam pekte zor olmuyor, beni ayakta tutan da güzel kandırışlarım oluyor fakat seviyorum yalancılığımı, saflığıma vuruyorum kandığım zamanları o anda patlatıyorum ,mavi beyaz gökyüzüne gülüşlerimi, gamzelerim sıradanlığınla eşlik ediyor yalancılığıma daha bir ürkek oluyorum daha bir saf, biliyorum elbet sönecek yatsı da mumum fakat bu yolu ben tercih etmedim hem kim tercih ederdi ki yığılmış binayı, düşüncelerinin altında kalmış ziyanı?

SIĞWhere stories live. Discover now