26

119 13 33
                                    

Beraber uyumamızın üstünden dört gün geçmişti. Ve benim kurduğum planın hatalarını düzeltip ona hazırlanıyorduk. Evet biraz saçma ve çocuksu bir plan olabilirdi ama yapabileceğimiz en iyi şey buydu. Yoksa Gray gerçekten sıçacaktı.

"Depoyu hazırlattım."

Gray telefonu koltuğa bırakıp kendini yanıma attı.

"İstediğim gibi mi yaptın?"

"Evet evet. Uyuşturucuyu ve kanları koydum. Ama bu çok masraf açtı bana. O koyduğum uyuşturucu en az 4 binlik falandı."

"Bok gibi paran var zaten kes sesini."

Gray göz devirip dizlerimin üzerine yattı.

"Laf etmedim ki. Ayrıca bir kaç deri örneğinden koydum kelepçelerin üstüne."

"Onları nereden buldun?"

Kaşlarımı çattım. Beni bayıltıp bir yerimi falan mı parçalamıştı?

"Dikiş yaptığım kutuda kalmış onları koydum. Eski olduğundan daha gerçekçi olurdu."

"Ha gerçekten dikerken etimi koparmıştın yani."

"Biraz öyle olmuş."

Gray'in kafası dizlerimden biraz daha karnım yaklaşınca yutkundum. Cidden biraz kötü bir yerdeydi ve kafasını sürekli hareket ettiriyordu. Belli etmemeye çalışmalıydım.

"Ha bir de, sana söylemeyi unuttum acilen dağ evindeki yırtık tişörtün açıklamasını üretmeliyiz. Zeref onu gördü ve senin olduğunu anladı."

Biraz düşündüm. O tişört bana Zeref'ten kalmaydı. Hatırlaması çok normaldi.

Ayrıca umarım Gray yanlış bir şey dememişti.

" Sen ne dedin? "

" Benim tişörtüm dedim. Pink floydun parçalarını sordu. Lyon sağolsun cevapladım ama. "

" Of.. Neyse sıkıntı çıkmaz herhalde."

Gray kafasını karnıma doğru yüzüme çevirdi. Şuan yanağının orama değiyor olması beni fazlasıyla zorluyordu. Zaten kaç gündür sadece yiyişip zıbarıyordu. Hormon patlaması yaşamak üzereydim.

" O tişört özel baskı. Bir yerden alma ihtimali düşük biraz. "

"Of... Nerden bilebilirim ki? Bende seni kaçırırken tam tişörtü giyeceğin güne gelmişim ne diyebilirim ki?"

Gray tam bana dönüp kollarıyla belimi sarıp sanki sabrımı zorluyormuşçasına yanağını aletime iyice bastırdı.

"Beni kurtardığında kolumun yaralı olduğunu söylerim. Doktor olduğundan dikmek isteyip tişörtü o zaman kestiğini söylerim. Sıkıntı değil o."

"Hmm."

Yüzünü biraz daha orama çevirdiğinde artık dudaklarının kenarı değmeye başlamıştı. Şuan aynı şeyi ben yapsam kalkıp kötü şeyler yapmaya başlamıştı bile bana.

Elimle Gray'in saçından tutup özellikle dudaklarını aletimden biraz çekmeye çalıştım.

"Gray uykun varsa git yatağa yat."

Gray aşağıdan birkaç saniye bana baktıktan sonra saçını çekiyor olmama rağmen dudaklarını orama iyice bastırdı. Ki bunu yaparken gözlerini benden ayırmıyor oluşu normalden fazla etkilenmeme neden oluyordu.

"Hmm.. Uykum yok ama."

"O zaman kalk."

"Hayır."

TanrıWhere stories live. Discover now