14

136 20 82
                                    

Garip bir yere gelmiştik. Dışarıdan eski bir müstakil eve benzerken içerisi oldukça lüks bir moda merkezi kuaför arası bir yerdi. Beni koltuğa oturtup saçlarımı açmaya başlamışlardı bile.

"Gray bey birini bana getiriyor. Aman aman bu gözler neler görecekti."

"Mecburiyetten tek kelime daha etme."

Gray elinde telefon koltuklardan birine oturmuş döne döne telefona bakıyordu.

"Mecburiyet? Benim bildiğim Gray zorunluluk içeren şeyleri öldürüyordu. Bu çocuk cidden o kadar tatlı mı?"

Kulağıma gelen klik sesiyle aynaya doğru kafamı kaldırdım. Elinde boya fırçası olan çocuğun kafasına geçen gördüğüm özel işlemeli silahı dayamıştı.

" İşine bakmazsan beynini uçururum. "

" Onu bana yapacağına elimin altındakine yapsaydın bunlarla uğraşıyor olmazdın."

"Kes sesini aptal herif bir bildiğimiz var herhalde."

Saçımı boyayan çocuk kime baş kaldırdığından haberi var mıydı acaba? Başına bir silah dayandığının farkında mıydı peki?

"Sakin ol kuzen bir şey demedim. Ama eğer cidden tatlıysa işin bittikten sonra bende almak isterim."

Bir dakika ne? Burda beni sikmekten falan bahsetmiyorlardı herhalde.

Ah hayır. Ondan bahsediyorlardı.

"Lyon şansını cidden zorluyorsun."

"Ne o? Yoksa onu sadece kendine mi saklamak istiyorsun?"

Gray derin bir nefes alıp tabancayı indirdi ve koltuğuna geri oturdu.

"Onunla öyle bir ilişkim yok. Kıçımı kurtarıyor bende karşılığında hayatını bağışlıyorum."

Evet durumumuz en acımasızca ancak böyle ifade edilebilirdi. Kafasından silah çekilmiş olan çocuk, Lyon, rahatlayıp boyamaya devam etti kafamı. Saçım uzun süre boyanmadığından hafif sararmıştı. Diplerim hariç geri kalanına açtırma yapmama gerek kalmamıştı.

"Hmmm... Kıçını kurtarırken de boynuna ufak bir darbe almış anlaşılan."

Lyon'un eli boynumdaki morluğa değdiğinde yarım saattir zar zor tuttuğum sabrım bardağın düşmesiyle her yere dökülmüştü. Sertçe Lyon'un eline vurup ses düzeyimi ayarlayarak yarım bağırmaya çalıştım. Sınırımı bilmezsem az önceki tabanca kafamda olabilirdi.

"Sikicem ikinizi de şimdi. Yeter başka işiniz gücünüz yok mu ben haricinde. Kuzen misiniz her ne sikseniz bilmiyorum ama senin işin saçımı boyamak beni eleştirmek değil."

Lyon tek kaşını kaldırarak anlamaz bir şekilde önce bana sonra Gray'e baktı.

"Kuzen çok asi neden bu hala hayatta?"

"Sanane yarrağım?"

Abartmıştım. Göz ucuyla Gray'e baktım. Tepkisiz olduğunu gördüğümde uslu uslu yerime geri oturdum. Arabada zaten sinir etmiştim onu. Bunu abartmasam iyi olurdu.

"Gray bırak öldüreyim şunu."

"Lyon bence cevabını ondan aldın zaten."

Ben rahatça derin bir nefes alırken hala dünyada olduğumu kontrol ettim. Evet dünyadaydım. Ve Gray beni koruyor muydu? Bu oldukça şaşırtıcıydı.

"Ciddi misin?"

"Lyon işine bak sikicem götünü."

Lyon göz devirip kafamdaki açmayı bekletmek için bir şeyle sardıktan sonra içeride bir sürü takım elbise ve kalıpların olduğu odaya gitti. Şuan tahmini 30-40 dakika beklememiz lazımdı.

TanrıWhere stories live. Discover now