24 - ❝En yakın arkadaşıma.❞

2.2K 210 276
                                    

HAZİRAN 1996

Hermione'nin okuduğu Pazar Postası'nın ön sayfasını dinliyordu Ron ve Harry. Harry, Ron'un yatağının ucunda oturuyordu. Ginny, Hermione'nin yatağının ayak tarafına oturmuş, Neville sandalyede oturuyor, Luna ise kendi aleminde Dırdırcı'yı okuyarak diğerlerinden soyutlanmıştı.

Arkadaşlarının durumunun iyi olduğunu gören Harry yaşadığı rahatlamayı anlatamazdı. Onları peşinde sürükleyip Ölüm Yiyenler ile burun buruna getirmiş olduğu için suçluluk duyuyor, arkadaşlarının aldıkları zararları kendi içinde kişiselleştiriyordu.

Hepsi onun ahmaklığının suçuydu, bunu bilerek kendine öfke duyuyordu ama hiç değilse onlar iyileşmiş, gün geçtikçe toparlanıyorlardı.

Hogwarts kapanmak üzereydi ve Harry bir an önce evine dönüp ailesine kavuşmak istiyordu. Voldemort'un dönüşünün dünyaya duyurulması demek savaş hazırlıklarının hızlanacağı anlamına gelirken Harry elindeki tüm vakti sevdikleriyle geçirip savaşa kendini hazırlamak istiyordu.

"Dumbledore geçen yıl boyunca Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen'in yaygın biçimde umut edildiği ve inanıldığı gibi ölmüş olmadığına, güç elde etmek için müritlerini bir kez daha topladığına ısrar etmişti. Bu arada, Sağ Kalan Çocuk-"

Harry yüzünü ekşitirken Hermione "Biliyordum, seni de bir şekilde işin içine çekecekleri barizdi. Ahmaklar." diye söylendi ve arkadaşına baktı gazetenin üzerinden. Harry düşünceli düşünceli yatak çarşafına bakıyordu.

"Yine 'sağ kalan çocuk' oldu ama değil mi?" dedi Ron asık suratla. "Söyledikleri o rezil şeyleri ne çabuk geri almışlar."

Komodinin üzerinde duran Çikolatalı Kurbağlardan bir tane aldı, arkadaşlarına da verdi. Kendininkini dişleriyle açmaya çalışıyordu çünkü kollarının dirsekten aşağı kısmında Esrar Dairesi'ndeki beynin dokunaçlarının ona sarıldığı yerlerde derin izler vardı.

İyileşiyordu ama acıyor olduğunu inkar edemezdi Ron.

"Aynen öyle, Harry'yi göklere çıkarıyorlar şu an." dedi Hermione yazılanları bir kez daha okurken. "Alaya ve iftiraya göğüs germek zorunda kaldı... Bütün alay ve iftiraların yine onlardan çıktığını niye hiç söylememişler acaba?" Sesi alaylı çıkmıştı.

Sonra Hermione de acıyla yüzünü ekşitti. Elini kaburgalarına götürdü. Dolohov'un onun üzerinde kullandığı lanet, büyülü sözleri yüksek sesle söylese daha etkili olacakken Hermione ucuz yırtmıştı. Eh, yine de aldığı ağır hasar için bir dolu iksir içiyordu.

"Babam Dırdırcı'da çıkan Harry'nin söyleşisini Pazar Postası'na sattı." dedi Luna ilk kez söze girerek. "Çok iyi para verdiler ona, onun için bu yaz İsveç'e gidip bir Buruşuk-Boynuzlu Hırgür yakalayabilmek için keşif gezisi düzenleyeceğiz."

Hermione dudaklarını ısıra ısıra asıl söylemek istediklerini yutarak "Kulağa çok hoş geliyor." dedi.

Ginny, Harry ile göz göze geldi ve sırıtarak hemen gözlerini kaçırdı. Hermione'nin yüz ifadesine ikisi de bıyık altından gülmüştü.

"Eee, neyse." dedi Hermione. Yattığı yerde biraz doğrulurken yüzünü buruşturmuştu. "Okulda neler oluyor?"

Ginny güldü hafifçe. "Ne olsun, Flitwick Fred ile George'un bataklığını kaldırdı ama pencerenin altında minik bir parçasını bırakıp iplerle çevreledi."

"Neden?" diye sordu Hermione şaşırmış bir şekilde.

"Direnişin sembolü de ondan." Harry, Ginny'nin bu söylediklerine sırıttı. "İyi bir sihir olduğunu düşünüyormuş."

𝐊𝐔𝐂𝐔𝐊 𝐁𝐄𝐘𝐀𝐙 𝐘𝐀𝐋𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑 「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」Where stories live. Discover now