FİNAL BÖLÜMÜ

139 13 4
                                    

8 SENE SONRA;
#SAVAŞIN ANLATIMINDAN#
Önümdeki kahveye bakarken Uzayın anlattığı hastasını dinliyordum "Alo burdamısın Savaş" Kafamı kaldırıp baktım "Burdayım burdayım sen anlat" Aynı hastanede çalışıyorduk ben Amerikadaki okulumu zorla bitirmiş anında buraya dönmüştüm "Özledin dimi Sarı Fırtınanı" Burukça gülümseyip kafa salladım. Aklımdan çıkmıyordu ki her yerde onu görüyordum odamda,yatağımda, gerçi aklımdan çıksa kalbimden çıkmazdı ya orası ayrı bir konuydu. Gülüşleri kulağımdan gitmiyordu. "Sanki sen özlmedin" Omuz silkti "Ben her gün konuşuyorum onunla senin bütün gün hastanede somurttuğunu anlatıyorum oda afferin gülmesin kimseye diyip kahkaha atıyor"Onun gidişi en çokta Uzayı etkilemişti sürekli bize sarıyordu özlediğini belli etmemek için. Bu sefer gerçekten gülümsedim "Hıı biliyorum banada hergün kafasının etini yediğini anlatıyor" Bana dil çıkardı çalan telefonuna bakıp elini bir dakika işareti yaptın"Efendim Simayım" Ah evet Simay ve Uzay sevgili olmuş geçen ayda nişanlanmışlardı "Ne tamam koşuyorum" Anlamazca ona baktım "Bizim eşek sıpaları gelmiş bizim eve hastan yoksa beraber gidelim" Eşek sıpalarından kastı Aybars ve Niğdanın kızı Yeşim ve Poyrazla Denizin Yeşimden 3 ay küçük oğlu Serkan ve ailemizin en küçüğü Alp ve Azranın 1 yaşındaki kızları Selindi halasının kopyasıydı hem huyları hemde fiziksel özellikleriyle. Ayağa kalkıp kupamı elime aldım "Yok son 2 hastam var sonra hemen gelirim benim yerimede ısır bıdıkları" Omzuma iki kere vurup gülümsedi yanımdan ayrılınca asansöre binip odama ilerlemeye başladım sandalyeme oturup bilgisayarımı açtım kahvemi içerken kapım çaldı "Randevu saatiniz gelince girebilirsiniz" Bir süre ses gelmeyince kafamı kaldırıp baktım "Benimde mi randevu almam gerek Doktor Bey" Bana sırıtan göz bebeğime bakıp sırıttım ve hızla ayağa kalkıp sarıldım "Sen hani haftaya gelicektin" Geri çekilip ellerini iki yana açtı "Hep sen mi süpriz yapıcaksın Buklelim" Tekrar sarılıp saçlarını öptüm "Yok doktor hanım ne münasebet yapın yapın" Alnını öpüp gülümsedim "Özledim seni sarı fırtına" İç çekti ve geri çekilip ellerini çırptı "Ozaman şimdi hemen o önlüğü çıkartıyorsun ve montunu giyip beni takip ediyorsun kocamı kaçırıyorum" Kafamı iki yana salladım "Malesef karıcığım hastam var" Bu sefer kapı tekrar açıldı Hakan kafasını uzatıp konuştu "Yengeciğim hala çıkmadınız mı ben hastaları yönlendirdim kendime" İki ortak yumruk tokuştururken ben onları gülerek izliyordum "Yenge iyi ki geldin be çocuk 2 haftadır gülmüyordu" Liva yavaşça Hakanın kafasına vurdu "Tabi gülmicek orda burda mazallah birisi aşık falan olur birde onları çekemem ayol" Ben önlüğümü çıkartırken onlar atışıyordu "Zamanında sana aşık olanlarıda biliyoruz yenge koridorda sabahlatmıştı bizi" Liva kahkaha attı "Az kıymetimi anlamışsınızdır canım" Montumu giyip ona ilerledim "Tabi tabi ne kıymet ama o gün uyanamasaydın ölücektin haberin yok" Aklıma geldikçe hala kalbim sıkışıyordu "Aynen bana okadar yalvardın ki bende uyanayım dedim" Kolidorda el ele yürürken Hakanda bizimle geliyordu "Savaş artık ne dediysen kız kalp krizi geçirmiş" Böyle bir olayla bile dalga geçen güzeller güzeli karım ve manyak arkadaşlarım vardı. Hakanla vedalaşıp arabamıza bindik "Nasıl geçti seminer" Kahkaha attı "Uzayın arayıp her dakika başı kafamı ütülemesinden hariç çok iyiydi" Yaptığı doktora sebebi ile Livayı bir seminer için İzmire çağırmışlardı benimde hastalarım olduğu için gidememiştim "Orda senin burda benim bu arada nereye gidiyoruz" Omuz silkti "Tabiki Uzaylara hepsi ordayken gidip sevgili yiğenlerimi sevicem" Kahkahasına kahkaha attım ya uyanamasaydı ya benimle olamasaydı ne yapardım bilmiyorum. Kapıyı açan Yeşim Livayı görünce kocaman bir çığlık atıp bağırdı "Baba Halaşkım gelmiş" Onun çığlığının üzerine Liva kocaman bir kahkaha atıp eğildi ve Yeşimi kucağına aldı ama unuttuğu bişey vardı oda Yeşimin çığlığına koşan Serkan tekrar eğilip zar zor onuda aldı kucağına ikiside gülerek Livanın yanağına öpücükler bırakıyorlardı "Mende mende" Daha tam konuşamayan fıstık paytak adımlarla Livanın bacaklarına dolanınca onuda kucağıma ben aldım "Bir öpücük ver bakalım dayıya" Selin küçük elleriyle burnumu tutup salladı "Anne bayk dadi delmis" Onun konuşma çabasına gülüp koltuğa oturdum hızla benim kucağımdan inip Yeşim ve Serkanın devirdiği Livanın karnına oturdu "Nasıl satışa geldik ama" Alpin dalgaya vurarak konuşmasına çok bilmiş Yeşim atladı "Amca ben seni her gün görüyorum ama Halaşkımı 2haftadır görmüyorum" Serkan kafasını sallayıp onayladı "Hem siz bize az önce ceza verdiniz" Liva Serkanı bir dizine Yeşimi bir dizine oturtup Selinide göğsüne oturtu "Ne cezası verdiler bu yaşlılar size söyle bana yakışıklım" Serkan sanki sır veriyormuş gibi konuştu "Biz sana süpriz yapmak için annemin boyalarını aldık ve biraz fazla etrafı dağıtmışız" Liva dudaklarını birbirine bastırdı "Ama bal böceği gerçekten sadece bu kadarcık dağıttık" Serkan abimden alıştığı gibi Livaya bal böceği diyordu elinin baş ve işaret parmağı ile çok küçük bir miktar belirtmişti Yeşim Serkanın parmaklarını açıp konuştu "Tamam birazcık bu kadar" Liva en sonunda kahkaha attı "Hmm sende cezalımısın küçük fıstık" Selin kafasını kaldırıp dudaklarını büzüp kafa salladı Yeşim halasından hevesini almış olmalı ki bana sarıldı "Hoşgeldin yakışıklı dayı" Güldüm "Hoşbulduk güzeliğim" Yanağımı öperken Uzay çocuk gibi konuştu "Seni pis hani ben yakışıklı dayındım" Yeşim kollarını göğsünde bağlamış Uzayın yanına koştu "Ama dayıaşkım sen benim prensimsin o ise sadece yakışıklı dayım" Uzay Yeşimin yanaklarını öpüp kollarını ona sardı "Ha ha gördün mü çatla seni pis dayı" Göz devirip montumu çıkardım Serkan ve Yeşim oyuncaklarıyla beraber odanın bir köşesinde otururken Liva Selinle oynuyordu diğer kızlar ise masayı kuruyordu "Babacığım kıskanıyorum ama hep halanla oynadın" Selin Livanın yiğeni olduğunu belirtmek istercesine Alpe dönüp dil çıkardı sonra Livanın yanağını öpüp aşağı indi ve paytak adımlarla Yeşim ve Serkanın yanına ilerledi. "Ya bunlar ne çabuk büyüyorlar" Aybars kardeşinin omzuna kolunu atıp saçını öptü "Sende çabucak büyüdün hatta evlendin bile" Liva gülümseyerek bana bakınca bende ona gülümsedim.
#LİVANIN ANLATIMINDAN#
Yemekler yendikten sonra biraz daha oturup muhabbet sohbet edip evlerimize geçtik yine aynı mahallede oturuyorduk sadece Uzay ve bizim evimiz bir sokak aşağıdaydı ve karşılıklıydı.Kendi evimize geçtiğinde Savaş duşa girmiş ben dünden beri söylememek için kendimi tuttuğum hediyemi vermek için hazırlanıyordum pijamalarımı giyip saçımı topuz yaptım ve salona inip çekmeceden hediye kutusunu aldım suyun sesi kesildi 10 dakika sonrada yukardaki odaların kapı sesleri duyuldu "Salondayım Savaş gelsene" Saate baktım 12 ye 2 dakika vardı buda demek oluyordu ki doğum gününe 2dakika. Yanıma geldiğinde sadece siyah bir pijama altı ile olduğunu gördüm "Bir sorun mu var hayatım neden odamızda değilsin" Dolu gözlerle sırıtıp omuz silktim ve arkamda sakladığım kutuyu ona uzattım "Doğum günün kutlu olsun hayatımın özü" Gülüp elimdeki kutuyu aldı içinden önce bebek bezini ardından emziğini çıkarttı sonrada çıngırağı alıp salladı "Seni şakacı sarışın ne bu sen yokken ağlamıyayım diyemi" Gülüp kafamı iki yana salladım elindeki çıngırağı iki kere kafasına vurdu sonra birde durup şaşkınca bana döndü "Ben bişeyler anlıyorum ama doğrumu anlıyorum İlkim" Yine ilkim demişti çok heyecanlandığında ya da gerçekten sevindiğinde kullanıyordu bu ismimi.Kafamı olumlu anlamda sallayıp sırıtarak konuştum "Bir bebeğimiz olucak" Benim gibi onunda gözleri dolmuştu hızla belime sarıp dudaklarıyla dudaklarımı örttü.
Çok mutluydum o da çok mutluydu ve biz çok mutluyduk işte yaşadığımız onca şey zaten bu yüzden değilmiydi mutlu olmak için istediğimi almanın verdiği huzur sevdiğim adamın kollarında onun bebeğini taşımanın huzuruyla karışırken kendimi uykuya bıraktım. Bu kadardı hiç bir zorlukta diz çöküp boyun eğmememiz gerekiyordu mutluluk bizden uzalaştıkça yorulmadan pes etmeden ona koşmamız gerekiyordu merak etmeyin zaten bir süre sonra sizden kaçan mutluluk pes ediyordu ve siz onu yakalayıp hesap sorabiliyordunuz. Demem o ki korkmayın korkmadan yaşayın yaptıklarınızdan pişman olun yapmadıklarınızdan değil ve merak etmeyin eninde sonunda mutlu olucaksınız aklınıza koyduğunuzu yapın tabi bunları yaparken size değer verenleri kırmayın. Sevin,saygı gösterin,kıymet bilin. Sevdiklerinize sevdiğinizi söyleyin kırıldığınız insanları affetmeyin ölüm var kırmasalarmış kendinize iyi bakın...

~Evet yıllar sonra bölüm attık herneyse bize bu kitapda destek olan oy veren okuyan yorum atan herkese çok fazla teşekkür ediyoruz bir kitabın da sonuna geldik kendinize iyi bakın ve mutlu olun ❤️😃

Kendi Numaram ✔️Onde histórias criam vida. Descubra agora